3 Ekim 2017 Salı

"1924-2017 Musul Meselesi", 2. HALİÇ KONFERANSI, “İLKİNDEN 93 YIL SONRA” HALİÇ KONGRE MERKEZİ’NDE TOPLANDI ve Misak-ı Milli Konusunda Bilgiler Tazelenerek, Hafızalar Güncellendi

2. HALİÇ KONFERANSI, “İLKİNDEN 93 YIL SONRA” HALİÇ KONGRE MERKEZİ’NDE TOPLANDI
Kuzey Irak’ta  yapılacak sözde bağımsızlık referandumu öncesi, "1924-2017 Musul Meselesi" başlıklı 2. Haliç Konferansı’nda konunun uzmanları bir araya geldi.
Organizasyonunu Garbiyat Enstitüsü Kurucu Başkanı Dr. Yalçın Koçak’ın, Garbiyat Enstitüsü Başkan Yardımcısı Ertan Özyiğit’in, moderatörlüğünü ise eski bakanlarımızdan Doç. Dr. Yüksel Yalova’nın yaptığı konferans Milli Hafızamızı tazeledi.
Toplantı öncesi eski Milletvekili Dr. Yalçın Koçak, “Bu çoğrafya Misak-i Millidir. Musul vilayeti kurulan Irak Krallığına şartlı bağlanmıştır. Bölgenin toprak sahiplerinin; İnsani, İçtimai, Mülkiyet, Hürriyet ve İdari özerklik hakları gasp edilmiştir. İnsanlarımızın Kayıp hakları hukukunun takipçisi olmak gibi bir sorumluluğumuz ve garantörlük hakkımız vardır” dedi.
Prof. Dr. Zekeriya Kurşun
Konuşmacılardan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun "Ey Kürtler, bugün sözde 100 yıllık bir halüsinasyon adına, bin yıllık misakı, bin yıllık anlaşmayı, bin yıllık ahtı bozmak üzeresiniz. Beraber yaşadığınız Türkler, Türkmenler, Araplar, Ezidilerden, bir maceraperestin siyasi ihtirasları uğruna ayrılmaktasınız. Onlara sırtınızı dönmektesiniz. Bu dönüş sadece ve sadece küçük bir aile kavgası olmayacak. Maalesef Kürtleri ateşe sürükleyecektir. Ey Kürtler, bu maceranın peşinden giderseniz, dünyada cehenneminizi yaratmaktasınız. Biz bunu istemiyoruz. Biz burada Haliç Konferansı'ndan şu mesajı vermek istiyoruz: Kürtler barış ve güven içerisinde hak ettikleri şekilde yaşamaya devam etmeliler. Onları o tehlikeye, ateşe atan zihniyetin karşısında durmak gerekir ki kendileri bu cehennemden kurtulsunlar. Bu bir tehdit değildir. Bu bir milliyetçi refleks de değildir. Bu, doğrudan doğruya bin yıllık genetik kültürümüzün talebidir, arzusudur ve onları uyarmak, bizim kardeşlik borcumuzdur. Vicdani borcumuzdur." sözleriyle Musul Meselesinde bugün gelinen noktanın hassasiyetine dikkat çekti.
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Danışmanı Habib Hürmüzlü
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Danışmanı Habib Hürmüzlü, referandum kararının Kürt parlamentosunda alelacele alındığını, hatta karar alınırken meclis üyelerinin neredeyse yarısının salonda bulunmadığını anlattı.
Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Başkan Danışmanı Murat Güztoklusu
Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Başkan Danışmanı Murat Güztoklusu, bölgede Türkiye'nin onaylamadığı hiçbir kararın gerçeklik kazanmayacağını vurguladı. Güztoklusu, 1922 yılında Süleymaniye'de Türkiye'ye bağlı bölgesel yönetim kurulmasının önünü açan "Süleymaniye Kongresi" toplandığından bahsederek, "Türkiye'nin yapması gereken, Süleymaniye Kongresi kararlarının bırakıldığı yerden devam ettirilmesidir. Bu, hem bölge Kürtleri için hem bölgedeki Türkmenler için, hem de Türkiye'nin tamamı için en hayırlı gelişmedir." diye konuştu.
Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Okur, referandumun, fiili bağımsızlık denemesi hüsrana uğrayan Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin, bunun siyasi sonuçlarını bağımsızlık iddiasıyla örtme gayreti olduğunu savundu.
Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu
Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, hem Ankara Anlaşması hem de Lahey Adalet Divanı kararlarına göre Musul'un Türkiye'ye verilmesi gerektiğini söyledi. Kuzey Irak'taki referandum konusunda da hala geri adım atılma ihtimali olduğunu değerlendiren Sofuoğlu, "Geri adım atılmazsa bölgeyi kan bürüyecek. Türklerin, Kürtlerin, Arapların savaştığı, Batılıların seyrettiği bir ortamla karşı karşıya geleceğiz. Ama asla ve asla burada bağımsız bir devlet olamayacak." dedi. Sofuoğlu, ABD ve İngiltere'nin referandum konusunda Türkiye, Rusya ve İran'ın kesin tavrının ardından geri adım attığını, Türkiye'nin bölgedeki bu kararlı tutumunu sürdürmesi gerektiğini kaydetti.
Gazi Mustafa Kemal’in “Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik de dahil Batı Trakya’yı, Türkiye hudutları içine katacağım” sözlerini nakleden Garbiyat Enstitüsü Başkan Yardımcısı Ertan Özyiğit, Irak’ın toprak bütünlüğünün yapılacak referandumla bozulması takdirinde, Misak-ı Milli sınırları içinde bulunan Musul vilayetinin (Musul, Kerkük, Erbil, Süleymaniye) Ankara Antlaşmasına göre Türkiye’ye bağlanması hakkımızın saklı olduğunu, Mustafa Kemal’in öngörüsündeki gibi, bölgedeki huzurun ve dengenin Türkiye’nin liderliği ile sağlanacağını ifade etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder