6 Haziran 2017 Salı

ALDATAN PUT ZUHUR ETTİ, ŞEAMET YİNE SAHNEDE. KATAR krizi dünya gündeminde ilk sırada

ALDATAN PUT ZUHUR ETTİ. SELEFİLER PANİKTE, GERİLİM TIRMANIYOR. DOKUNAN YANABİLİR!..
KATAR KRİZİ NEDİR NEDEN ÇIKTI ASIL DERT ÇOK BAŞKA!
KATAR krizi dünyanın gündeminde ilk sıraya oturdu. Peki nedir bu Katar krizi neden çıktı, hangi ülkeler ambargoya katılıyor? Katar krizinde görünen gerekçe teröre bu ülkenin destek verdiği iddiası. Görünmeyen dertse çok başka..
5 Arap ülkesinin Katar ile tüm siyasi ilişkilerini kesmesi, Körfez bölgesinde son yıllarda görülen en büyük diplomatik krize yol açtı. Peki Katar krizinin asıl sebebi ne? Hangi ülkeler Katar ile diplomatik ilişkilerini kesti, Katar iddialar için ne diyor, bu kriz neden önemli? 
Katar krizi nedir : Katar krizi Suudi Arabistan'ın başını çektiği 6 Arap ülkesinin kararıyla başladı.Altı ülke dün sabah itibariyle Katar ile olan tüm diplomatik ilişkilerini kestiler. Hava sahalarını da bu sabah saat 07.00'den itibaren Katar'a kapattılar. Katar'ın diplomatlarına ülkelerini terketmeleri için 48 saat, vatandaşlarına da 14 gün süre verdiler. Suudi Arabistan liman ve hava sahasının yanı sıra Katar'a olan kara sınırını da kapattı. Katar krizi nasıl çıktı sebep ne?: Katar'a ambargo kararı alan ülkeler özellikle de Suudi Arabistan bir süredir Katar'ın bazı terör gruplarına maddi destek sağladığı ve İran'la işbirliği yaptığı iddialarını gündeme getiriyordu.
KATAR İLE İLİŞKİYİ KESEN ÜLKELER
*Suudi Arabistan
*Mısır
*Libya
*Bahreyn
*Birleşik Arap Emirlikleri
*Yemen                              
Ürdün, Uman ve Kuveyt Katar'la ilişkilerini sürdüreceğini açıkladı.
SEBEP NE?
Karara gerekçe olarak "Katar'ın terörizme destek vermesi" gösteriliyor. Katar, IŞİD ve El Kaide dahil çeşitli militan grupları destekleyerek "bölgeyi istikrarsızlaştırmakla" suçlanıyor. 
Körfez ülkelerinin iddiasına göre Katar İran'la işbirliği halindeydi. Aynı zamanda Körfez ülkelerinin terör grubu olarak tanımladığı Müslüman Kardeşler ve DAEŞ'e maddi destek sağladıkları da iddialar arasındaydı.
Katar ne diyor? : Katar hükümeti 'teröre destek verdiği' iddialarını uzun süredir yalanlıyor ve bu iddiaların hiçbir kanıta dayanmayan mesnetsiz suçlamalar olduğunu söylüyor. Doha yönetiminden yapılan son açıklamalarda da Katar'a karşı bir karalama kampanyası başlatıldığı savunuldu. Katar Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı yazılı açıklamada diplomatik ilişkilerin kesilmesi kararının şaşkınlıkla karşılandığı belirtilirken suçlamalar için "dayanağı olmayan, gerçek dışı iddialar" yorumu yapıldı. Katar krizini başlatan siber saldırı nedir?: Suudi Arabistan'ın başını çektiği iddialar geçen hafta Katar Ulusal Haber Ajansı'nın sosyal medya hesaplarına yapılan bir siber saldırı sonrası krize dönüştü.
Katar Resmi Haber Ajansı QNA sitesinde 23 Mayıs gecesi Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani'ye atfedilen "ABD'ye karşı ve İran'ı destekleyici" açıklamalar yayınlamıştı. Açıklamalar kısa bir süre içinde medyada geniş bir şekilde yer almıştı. Bundan birkaç saat sonra açıklama yapan Katar hükümeti İletişim Dairesi Direktörü Şeyh Seyf bin Ahmed Al Sani, QNA sitesinin siber saldırıya uğradığını duyurmuştu. Katar Dışişleri Bakanlığı da açıklamasında, QNA'nın siber saldırıya uğradığını ve yayınlanan haberlerin gerçeği yansıtmadığı, medya organlarından bu açıklamaları dikkate almalamalarını talep etmişti.
Suudi Arabistan bahane yaptı: Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan basını başta olmak üzere Ortadoğu'daki basın yayın organları yalanlamaları dikkate almayarak siber saldırı girişimini Katar aleyhine bir kampanyaya dönüştürdü.
Katar krizinin arka planı ne? Trump'ın kılıç dansı: Katar krizinin şimdiye kadar aktardıklarımız görünen yüzündeki sebeplerdi. Bir de işin perde arkası var. Herşey Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti ile başladı. Trump'ın kılıç dansı yaptığı o ziyarette Suudlardan terör konusunda somut icraatler istedi. Trump'ın ziyaretinden kısa süre sonra Katar krizinin patlak vermesi de asıl aktörün ABD olduğunu gösteriyor. Katar krizi bazı uzmanlara göre yeni Amerikan yönetiminin Ortadoğu vizyonunun nasıl olacağını da gösteriyor. Suudi Arabistan ise bölgede kendi gücünü ve siyasetini hissettirmeye çalışıyor. Bunu da ABD güdümünde olan ülkelerle Katar üzerinde deniyor.
HANGİ ÜLKE NE YAPTI?
Suudi Arabistan haber ajansı SPA, Katar ile sınırların kapandığını; kara, deniz ve hava bağlantılarının kesildiğini açıkladı. Mısır da hava sahasının ve limanlarının Katar ulaşımına kapandığını duyurdu. Birleşik Arap Emirlikleri, Katarlı diplomatlara ülkeyi terk etmeleri için 48 saat süre verdi. Bahreyn haber ajansı da "ülkenin güvenliğini ve istikrarını tehdit ettiği ve içişlerine karıştığı için" Katar ile ilişkilerin kesildiğini aktardı. Yemen'in uluslararası toplum tarafından tanınan hükümeti de Katar ile ilişkileri kestiğini duyurdu.
Katar krizinde asıl mesele İran : Uzmanlara göre Suudi Arabistan'ın başı çektiği Katar karşıtı hareketin asıl hedefi İran'ın bölgedeki nüfusunu arttırmasına engel olmak. Katar'ın İran'la yakın ilişkileri özellikle sünni körfez ülkeleri arasında uzun süredir kriz sebebi. Kriz Türkiye'yi nasıl etkiler :Katar'ın Körfez ülkeleriyle yaşadığı bu sıkıntı Türkiye'yi deyin yerindeyse iki arada bir derede bırakacak. Körfez ülkelerinin tamamıyla ilişkisi iyi olan Türkiye'nin Katar'la ilişkisi de sorunsuz. Öyle ki Türkiye'nin tugay düzeyinde bir askeri üssü bulunuyor. Uzmanlara göre, Katar'a karşı olası bir askeri harekat Türkiye'yi çok zor durumda bırakabilir. Türkiye'nin Katar'daki askeri üssünde 13 subay, 19 astsubay ve 56 uzman görev yapıyor. Katar ile Türkiye arasında ticari ilişkiler de üst düzeyde. Türkiye Katar krizi için ne diyor: Türkiye Katar ile Arap ülkeleri arasındaki krizi çözmek için diplomasi trafiği başlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar konusundaki gelişmelere ilişkin Katar Emiri Al Sani, Rusya Federasyonu Başkanı Putin, Kuveyt Emiri Sabah ve Suudi Arabistan Kralı Selman ile telefonda görüştü. Bölgede barış ve istikrarın önemine işaret edilen görüşmelerde, mevcut gerilimin düşürülmesinde diplomasi ve diyalog yolunu tercih etmenin öneminin vurgulandığı kaydedildi.
ŞİMDİ DE KATAR KRİZİ…
BİR UZMAN YORUMU (TURKISHFORUM)
NECDET BULUZ
Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri Katar’la tüm diplomat ilişkilerini kesme kararının ardından, son dönemlerin en büyük krizlerinden birinin de yaşanmaya başladığı görülüyor.
Bu satırlar yazılırken, adı geçen ülkelerle birlikte Yemen, Libya ve Maldivler’in de Katar ile diplomatik ilişkilerini kestiği haberleri geliyordu. Bu ülkelere yenilerinin de eklenebileceği ifade ediliyor.
Suudiler, Katar’a karşı başlatılan bu eylem için şu açıklamayı yapıyor:
“Doha’nın açık ve gizli gerçekleştirdiği ciddi ihlaller, terör örgütlerini barındırarak teröre destek vermesi, basın yayın organlarında terör örgütlerinin propagandasını yapması, Katif ilindeki İran bağlantılı terör eylemlerini desteklemesi, aşırıları barındırması, Yemen’deki Husi militanları desteklemesi sonrasında Suudi Arabistan bu kararları almak durumunda kalmıştır.”
Katar ve Suudi Arabistan arasındaki çatlak, Suriye’deki iç savaşın ilk yıllarına dayanıyor. Müslüman Kardeşler nedeniyle birbirine giren taraflar, Mısır’da olup bitenlerin ardından artık aynı cephede görünseler de aslında rakip olarak biliniyor. Taraflar, dip akıntı şeklinde devam eden krizi resmen ilan etmiş oldu.
Konuyu enine boyuna incelediğimizde Katar ile İran’ın yakın ilişkisi Suudilerin tepkilerine neden oluyordu. Bugün ortaya çıkan krizin en önemli nedenlerinden birinin de Katar-İran yakınlaşması olarak yorumlanıyor.
Bir başka konu daha var, kısaca ona da değinelim:
Katar, başından beri Suriye’de Müslüman Kardeşleri destekliyor. Müslüman Kardeşler yanlısı ve bir Esad karşıtı ordu kurmaya çalıştı. Bunu engelleyen ülke ise, Suudi Arabistan oldu. Çünkü, Riyad yönetimi Müslüman Kardeşlerin bir ülkede güçlenmesini istemedi. Önünde Mısır örneği vardı.
Doha ve Riyad yönetimleri arasında başlayan çatlak, Mısır’da Muhammed Mursi’nin başa gelmesiyle büyümüştü. 2013 yılında seçilmiş cumhurbaşkanı Mursi’yi hedef alan askeri darbenin sonrasında Suudi Arabistan General Sisi’yi destekledi. Batı dünyası da Sisi’nin arkasında durdu. Katar yönetimi ise tüm bunlar olurken Müslüman Kardeşler üyelerini ülkede ağırladı. Doha’nın Hamas üyelerini de ülkede tutmasıyla gerilim daha büyüdü ve elle tutulur hale geldi.
Zaten Suudilerin açıklamasındaki “Katar, İran bağlantılı terör eylemlerine destek oluyor” açıklaması Katar-İran yakınlaşmasından duyulan rahatsızlıkları bütün açıklığı ile zaten ortaya koymaktadır.
İranlı siyaset uzmanı Hasan Hanizade, Katar’ın İran’la diyalog başlatma niyetinin bu ülkeye karşı agresif medya kampanyasının başlatılmasına yol açtığını belirtiyor. Hanizade “Katar, çatışmaya girmemeye ve İran ile iş ilişkileri korumaya çalışan tek Körfez İşbirliği Konseyi üyesi. Ama medyada, Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE’nin sert yanıtı üstün geldi” şeklinde olayların bu noktaya nasıl geldiğini yorumlamaya çalışıyor.
İranlı uzmanın görüşüne göre, Katar’ın stratejisi, Riyad’dan bağımsız dış politika yürüten Kuveyt ve Umman gibi ülkeler tarafından anlayışla karşılanabilir.
Aslına bakılacak olursa konu Suudi Arabistan ile Katar’ın güç mücadelesi olarak da değerlendirilebilir. Uzmanlar, Körfez ülkeleri arasındaki bu çatlağın kolay giderilemeyeceğini ve daha da artabileceğini söylüyor.
Rusya Devlet Beşeri Bilimler Üniversitesi uzmanlarından Profesör Grigoriy Kosaç, Sputnik’e verdiği röportajda, Ortadoğu ülkeleri arasındaki gergin ilişkileri anlattı. Kosaç, Doha’nın Körfez ülkelerinin arasında ‘ikinci güç odağı’ haline gelmek istediğini ve bu nedenle Riyad ile ihtilafa girdiğini, ilişkilerde görülen gerginliğin bir ilk olmadığını vurguladı.
Rus uzman, “Doha’nın ve Riyad’ın birçok İslami örgüte karşı yaklaşımlarında büyük farklılıklar var. Örneğin Hizbullah ve Müslüman Kardeşler, Katar’ın gözünde terörist değil, ancak Suudi Arabistan onlara karşı daha farklı tutum içerisinde. Suudi Arabistan’dan farklı olarak Katar’da neredeyse hiç Şii yok. Doha, İran’la yakınlaşma yollarını daha rahat arayabiliyor, hatta Suudilerin etkisi altına girmemek için bunu yapmak zorunda. İslam’daki Vahabi akımını tanıyan iki ülkenin arasındaki rekabeti de unutmayalım. Katar’ı yöneten aile, dini reformcu Muhammed bin Abdülvahhab’a kendini yakın tutuyor ve bu alanda farklı konuma talip. Aynı zamanda Katar’daki İslami kurallar o derece katı değil. Suudi Arabistan’da kadınlar araç kullanamazken Katar’da bunu yapabiliyorlar” diye konuştu.
Türkiye, bu durum karşısında nasıl bir adım atacak?
Dikkat edilecek olursa Türkiye, hem Suudi Srabistan, hem de Katar ile iyi ilişkiler içinde bulunuyor. Ticaret anlamında da büyük iş yapıyor. Dengelerin bozulması ile Türkiye’nin bu işten zararlı çıkabileceği düşünülebilir.
Nitekim Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, konu hakkında yaptığı açıklamada “Sayın Cumhurbaşkanımız da devreye girdi. Çok sayıda telefon görüşmesi yaptı. Önemli bir kriz gibi görünüyor. Daha fazla büyümeden çözülmesi gerekiyor. Türkiye olarak üzerimize düşeni yerine getireceğiz.” dedi.
Ancak, bize göre Türkiye tarafsız kalmaya özen gösterecek ve arabuluculuk rolünde bulunup sorunun çözümüne katkı sağlayabilecek adımlar atmaya çalışacaktır. Gelişmeler ışığı altında nasıl adımların atılacağını da zaten hep birlikte görmüş olacağız. 
necdetbuluz@gmail.com, www.facebook.com/necdet.buluz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder