28 Haziran 2016 Salı

İstanbul Atatürk Hava Limanı Alçakça bir saldırıya maruz kaldı. İçişleri bakanı ve MİT başkanı halâ görevde. Şu ana kadar "hiçbir suçlu, zaaf, atalet ve görevi ihmalden sorumlu" devlet memuru istifa etmedi, ettirilmedi !...

İSTANBUL ATATÜRK HAVALİMANI'NDA PATLAMA!
[AJANSLAR; 28/29 Haziran 2016 Salı/Çarşamba)
İstanbul Atatürk Havalimanı'nda Dış Hatlar Terminali'nde patlamalar oldu. İlk belirlemelere göre 3 ayrı patlama olduğu belirtiliyor. İstanbul Valisi Vasip Şahin, 28 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Bir terörist, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nde etrafa ateş açtı ve kendini patlattı. Hangi terör örgütü biliniyor, ancak teyide ihtiyaç var" açıklamasında bulundu. Atatürk Havalimanı, giriş ve çıkışa kapatıldı.
İLİŞKİLİ HABERLER
Atatürk-havalimanıAtatürk Havalimanı'ndan ilk görüntüler...Atatürk Havalimanı'ndaki patlamaya ilişkin yayın yasağı. Facebook 'Güvende misin?' uygulamasını kullanıma açtı. Atatürk Havalimanı'nda Dış Hatlar Terminali'nin girişinde üç ayrı patlama meydana geldi. Patlamalar Dış Hatlar geliş ve gidiş ile otoparkta meydana geldi. Patlamada 28 kişi şehit oldu, 6'sı ağır 60 kişi yaralandı. Olay yerine çok sayıda polis, itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri ilk müdahalesini yaptığı yaralıları hastanelere sevk etti.
Uçaklarda bekleyen yolcular tahliye edildi. İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Atatürk Havaliamnı Dış Hatlar Terminali'nde meydana gelen patlamada 28 kişinin hayatını kaybettiğini 60 kişinin yaralandığını açıkladı. Şahin, "3 canlı bombanın olduğunu değerlendiriyoruz" açıklamasında bulundu.
"10 ŞEHİDİMİZ VAR"
30 Haziran 2016-Saat: 12.oo
ÖLÜ SAYISI: 42., 239 YARALI VAR!...
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar girişte bir teröristin kalaşnikofla etrafı tarayıp sonra kendini patlattığını, ilk belirlemelere göre 10 civarında şehidin, 20 civarında yaralının olduğunu bildirdi. Bozdağ, TBMM Genel Kurulu'nda yüksek yargıyla ilgili yasa tasarısının görüşmeleri sırasında, patlamayla ilgili kendisine ulaşan ilk bilgileri aktardı.
OLAYIN "TERÖR SALDIRISI" OLDUĞUNU İFADE EDEN BOZDAĞ, ŞÖYLE KONUŞTU:
"Atatürk Havalimanı Dış Hatlar girişte meydana gelen terör saldırısı hakkında Genel Kurulu bilgilendirmek istiyorum. Öncelikle bu menfur terör saldırısını gerçekleştirenleri, gerçekleştirme talimatları verenleri nefretle lanetlediğimi ifade etmek isterim. İçişleri Bakanlığı'ndan aldığım bilgilere göre... Tabii bu bilgiler sıcak bilgiler. Gelişmeler takip ediliyor. Benim vereceğim bilgiler, ilk etapta ulaşan bilgilerdir. Bu bilgilerde de zaman içinde farklılaşmalar olabilecektir. Bana verilen bilgeye göre, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar girişte bir terörist önce kaleşle etrafı tarayıp sonra kendisini patlatmıştır. İlk belirlemelere göre yaklaşık 10 civarında şehidimiz var, 20 civarında da yaralı olduğu söylenmektedir. Ancak bunların hepsi ilk bilgiler. Daha olay sıcak olduğu için bunlar teyit edilebilir veya aksi de çıkabilir. Bu kayıtla bilgleri paylaştığımı ifade etmek isterim. Çünkü teyitli bilgiler değil. Ayrıca Havaalanı metro girişinde de bir patlama olduğuna dair haberler var."
FACEBOOK 'GÜVENDE MİSİN?' UYGULAMASINI KULLANIMA AÇTI
Sosyal paylaşım sitesi Facebook, İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nde meydana gelen patlamalar sonrası "Güvende misin?" mesajını tekrarladı. Sosyal paylaşım sitesi Facebook, İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nde meydana gelen patlamalardan sonra kullanıcılara gönderdiği mesajda, "Güvende misin? Görünüşe göre İstanbul Atatürk Havaliamanı'ndan etkilenen bölgedesin. Güvende olduğunu arkadaşlarına bildir" ifadesi yer alıyor. Atatürk Havalimanı giriş ve çıkışa kapatıldı. Tüm uçuşlar iptal edildi.
BAŞBAKAN YILDIRIM KRİZ MASASI OLUŞTURULMASI TALİMATINI VERDİ
Başbakan Binali Yıldırım, Atatürk Havalimanı dış hatlar terminalinde meydana gelen patlama hakkında, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve İstanbul Valisi Vasip Şahin'i telefonla arayarak bilgi aldı. Yıldırım, konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı bünyesinde kriz masası oluşturulması talimatını verdi.
PATLAMAYLA İLGİLİ YAYIN YASAĞI
Başbakanlığın talebi üzerine, İstanbul Atatürk Havalimanı dış hatlar terminalinde meydana gelen patlamaya ilişkin geçici yayın yasağı getirildiği bildirildi.
SAĞLIK BAKANLIĞI'NDAN AÇIKLAMA
Sağlık Bakanlığı tarafından, Atatürk Havalimanı'ndaki patlama sonrasında, saat 21.55'te üç ambulansın olay yerine intikal ettiği ve toplam 23 ambulansla olay yerinde yaralılara müdahale edildiği, olay yerinden tüm yaralıların 112 ambulanslarıyla hastanelere nakledildiği belirtildi.
Bakanlık, Atatürk Havalimanı'nda meydana gelen patlamanın ardından İstanbul'da yaralıların sevk edildiği hastanelerde kan ihtiyacı bulunmadığını bildirdi. 
OBAMA BİLGİLENDİRİLDİ
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada İstanbul Atatürk Havalimanı'nda meydana gelen patlamayla ilgili Obama'ya bilgi verildiği belirtildi

27 Haziran 2016 Pazartesi

Ya çok kirli bir oyun, ya siyasi cehalet ya da maniplâsyon var!.. Mahkemeden sonra, bu gün de Çankaya İlçe Seçim Kurulundan MHP'li muhaliflere şok karar!..

ÇANKAYA SEÇİM KURULU MHP KURULTAYI KARARINI VERDİ
Ankara, Çankaya İlçe Seçim Kurulu'ndan flaş bir karar geldi. MHP'de 10 Temmuz'da yapılması planlanan olağanüstü kurultay ile ilgili bir son dakika gelişmesi gündeme bomba gibi düştü. Çankaya İlçe Seçim Kurulu'ndan ''10 Temmuz'da seçimli kurultay yapılamaz'' açıklaması geldi. İşte Çankaya İlçe Seçim Kurulu'ndan MHP'nin olağanüstü kurultayı ile ilgili son gelişme...
ÇANKAYA SEÇİM KURULU MHP KURULTAYI KARARINI VERDİ
MHP'de 10 Temmuz'da yapılması planlanan olağanüstü kurultay bilmeceye döndü. Çankaya İlçe Seçim Kurulu "10 Temmuz'da seçimli kurultay yapılamaz" kararını verdi.
Tüzüğü gerekçe gösteren Çankaya İlçe Seçim Kurulu, hem muhaliflerin hem de genel merkezin başvurularını esastan reddetti.MHP'nin tüzüğünde olağanüstü genel kurullarda genel başkanlık seçimi yapılamayacağı belirtiliyordu. Çankaya İlçe Seçim Kurulu buna işaret ederek başvuruları reddetti.
İŞTE O KARAR!


Yargıtay'ın tüzük kurultayı ile ilgili aldığı karar sonrası MHP Genel Merkezi'nin 10 Temmuz'da olağanüstü kurultayı toplama kararı aldı. MHP lideri Devlet Bahçeli de partilileri 10 Temmuz'da Ankara Arena'da yapılacak kurultaya davet etti.
Çağrı Heyeti'nin 19 Haziran'da topladığı olağanüstü kongrede 13 maddelik tüzük değişikliği yapılmış ve  olağanüstü seçimli kongrenin 10 Temmuz'da yapılmasına karar verilmişti. MHP'li bir delege kongereyle ilgili mahkemeye başvurmuş ve tüzük kurultayında alınan kararların yürütmesi durdurulmuştu. 
MHP'DE MUHALİFLER MAHKEME KARARINA İTİRAZ ETTİ
Hem Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Merkezi'nin hem de yeni kongreyi toplamakla görevlendirilen heyetin başkanı Musavat Dervişoğlu'nun başvurduğu Çankaya İlçe Seçim Kurulu, 10 Temmuz'daki kongreyi kimin toplayacağına ilişkin, YSK'ya görüş sormuştu. Olağanüstü toplanarak, Çankaya İlçe Seçim Kurulu'na görüş verip vermeme konusunu ele alan YSK, kurultaya ilişkin başvurulara dair İlçe Seçim Kurulu'nun değerlendirme yapması gerektiğinden görüş bildirilmesine yer olmadığına karar vermişti.

23 Haziran 2016 Perşembe

HABER MAKALE: İSRAİL- TÜRKİYE GÖRÜŞMELERİNDE HEPİMİZ KANDIRILIYORUZ [Rafael Sadi TelAviv]

İSRAİL- TÜRKİYE GÖRÜŞMELERİNDE HEPİMİZ KANDIRILIYORUZ
[Haber: Rafael Sadi Tel Aviv'den yazdı]
Uzun süren dargınlıkların en güzel tarafı barışma sürecidir.
Ama bunu başka türlü de sormak mümkündür. Madem barışacaksınız ne halt etmeye darıldınız ki? İsrail ile Türkiye arasındaki gerginlik ve neredeyse yılan hikayesine dönebilecek olan uzlaşma görüşmeleri son safhasına ulaştı deniyorsa da halen taraflar bir birlerine farklı salvolar atarak. Basın yolu ile yarı açık yarı kapalı mesajlar vererek kendilerince bir siyaset yürütüyorlar. Eh bizleri de salak veya keriz sanıyorlar ki bu anlamsız oyunu oynamaktan da vazgeçemiyorlar. Komiklikleri sıralayalım isterseniz: Türkiye (bence Erdoğan dersek daha doğru) uzlaşmak için 3 ana şart ortaya koymuştu.
1-   Özür Dilenecek.
2-   Tazminat Ödenecek.
3-   Gazze’deki deniz ablukası kaldırılacak.
İsrail hadi buna da Natanyahu Hükümeti diyelim söyle açıklık getirmişti:
1-   Özür dilendi. Obama’nın huzurunda Erdoğan’a telefon edilmiş ve eh işte öylesi bir özür dilenmiş. Olsun kabul edildiğine göre sorun yok demektir. Çapanoğlu çıkartmaya gerek yok. Sonra yeni Türkçenin azizliği ile ihale üzerime kalmasın.
2-   Tazminat konusu da bir şekilde hal olmuş. 20 milyon dolar bir fona konacak ve o fondan da ölenlerin ailelerine yardım edilecek. Hukuken İsrail direkt olarak Mavi Marmara ölülerine para ödememiş oluyor. Öyle olsa İsrail tarafından öldürülen için tazminat davaları emsal teşkil edebilirdi. İş temiz kıvırıldı bence. Sadece bir ucu açık tabii ki İsrail’i bu kısmı pek ilgilendirmiyor. Ölenlerin ailelerine bu para ulaşacak mı acaba? Eh dini bütün İHH elemanları bu konuda bir yamuk yapmazlar sanırım(!!!)
3-   Gazze’ye deniz ablukasının kalkmayacağı defalarca ve çok açık ve kesin bir lisan ile izah edildi beyan edildi. Sebepleri de yanına kondu. İsrail’in derdi Gazze’ye herhangi bir mal girmekten yoksun bırakmak değildi. Sadece SİLAH ve MÜHHİMAT girişini engellemekti. Nitekim İsrail ile Filistin arasındaki geçiş noktaları arasındaki düzenlemeyi gerçekleştiren COGAT isimli askeri kuruluş’un web sitesi , facebook sayfası hatta film ve videolarından da anlaşılabileceği üzere her gün Gazze’ye İsrail’de ortalama 700-800 TIR (Kamyon dolusu) mal geçmektedir. Bu sütunlar üzerinde de mal çeşitleri ve detayları da defalarca yayınlanmıştır.
4-   İsrail’in uzlaşma talepleri arasında İsrail Ordusu asker ve komutanları aleyhinde açılan davaların düşürülmesi vardı.
5-   İsrail’in son iki yılda koyduğu şartlardan en önemlisi ise Gazze Yurt dışı Komuta Merkezi’nin Ankara’dan kopartılması ve SALAH ARURİ’nin sınır dışı edilmesiydi.
KANDIRMACA NEREDE
Gelelim son durum nedir. En bariz ve açık olan ve tarafların sanki birbirleri ile kavga ediyorlarmışçasına kıran kırana geçen pazarlıkların son durumu nedir ve kandırmaca nerede?
Öncelikle şunu ifade etmek isterim iki ülkemin arasında kırgınlıkların şeklen ve resmen giderilmesi beni sadece sevindirir. Numaraya da gerek yok diyorum ama bu meslek diplomasi ve siyaset ne yazık ki böyle yürüyor. Eh bizi inandırmaları gerekir ki bu sonuca ulaşmak için çok uğraştılar. Halbuki iki saatte bitirilebilecek şeylerdi.
1-   Özür dilenmesi tabii ki sözüm ona bir onur meselesi. Hal olduğuna göre dert etmeye gerek yok.
2-   Tazminat konusunda da fiyatta anlaşıldığına göre konuşmak abes. Allah ölenlere rahmet eylesin kalanlara da sabır. Neden öldüler hesabını insanlar kendi kendilerine sorsun artık.
3-   Gazze Ablukasının kalkmayacağı bunu talep eden tarafından da bilinmekteydi ama işte kaçtı ağzından bir kere. Çünkü Mavi Marmara Senaryosunun esasını bu ablukanın kaldırılması teşkil etmekteydi ve asla kabul edilemeyeceği de bu operasyonun baş rolündeki Sayın (Eh işte) Bülent Yıldırım bile bilmekteydi. Hedef bu senaryo ile Gazze ablukasını dünya kamuoyuna taşımaktı. Kısmen de gerçekleştirildi kuşkusuz. Amaç Gazze’ye yardım da değildi ablukayı kırmak ta değildi . Savaş çıkartmak hiç değildi. (Hoş 29 Mayıs 2010 gecesi askeri Burak gemisinin Mavi Marmara konvoyunun kuyruğunda olduğunu İsrail istihbaratı biliyor ve takip ediyordu ama çok şükür bir delilik yapılmadı).Gazze’ye yardım adı altında son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar ile eski elbiseler ve oyuncakların yer aldığı Defne gemisi kaptanı da Gazze’ye silah taşıyan Klos gemisinde ortaya çıktı ve serbest bırakılarak Türkiye ye iade edildi.
ÇÖZÜM ŞÖYLE BULUNDU
İsrail basını da halkı da bunun üzerinde pek durmadı. Odatv olarak bunu gündeme getirdik tabii ki. İsrail anlaşmanın son hali ile Gazze deniz ablukasını kaldırmayacağını ve baştaki noktada kaldığını yineledi. Peki Türkiye bu şartın yerine getirilmeyeceğini halkına nasıl izah edecek diye çok kafa yoruldu. Çözüm sanırım İsrailli kurmaylardan geldi. Türkiye Gazze’ye bir güç santrali ve bir su arıtma tesisi inşa etsin ve böylece Gazze’nin su ve elektrik ihtiyacına cevap versin. Böylece Türkiye, Gazze halkının yanında olduğunu ve bütün bu hengamenin işe yaradığı izah edilebilsin dendi.
Bunun yanına da çerez olsun diye Türk Yardım mallarının Gazze’ye serbestçe girebileceği uydurması yayınlandı. Halbuki İster Türk isterse Yunan yardım veya ticari malları Aşdod Limanı’ndan Gazze’ye elini kolunu sallayarak girmektedir zaten. Hiç bir engel olmadığı gibi İsrail Gümrük Rejimine uygunluğu olduğu sürece her türlü malın girebileceğini de bu sütunlarda defalarca yazdık.
Yani işin Türkçesi Türk mallarının Gazze’ye veya Batı Şeria’ya girmesi içim herhangi bir özel anlaşmaya gerek yoktur. Zaten Gazze’ye girişi yasak olan ürünleri değil Türkiye İsrail’in kendisi de sokamaz. Silah Mühimmat ve silah ile mühimmat imalatına yarayacak malzemeler sokulamaz.
RESMEN ALDATMACA
4-   İsrail’in talebi olan İsrail asker ve komutanları aleyhinde açılmış davaların düşürüleceği palavrası da İsrail basınında yer aldı ve Türk Hükümetinin bu ahvalde bir parlamento kararı çıkartacağı yazıldı. Bence bu resmen aldatmaca. Çünkü devletler kişi ve kuruluşların açtığı davalara müdahil olamaz ve bağımsız olan (Veya olması gereken) yargıya karışamaz. Olsun İsrail hükümetinin elini rahatlatacaksa aynen Erdoğan hükümetinin elini Gazze numarası rahatlatıyorsa karşılıklı memnuniyet ile işler yürüyecekse bence mahsuru yok. Hani bende yemedim demek işin esprisi olarak bir yerlere yazılı kalsın istedim. Bu uzlaşma 29 haziran’da sonuca bağlanacak gibi bir hava estiriliyor. Ancak top yuvarlaktır ve 90 dakika henüz bitmedi. Bu numaraları yemeyen yandaş ve İHH yanlısı basın ne kadar bastıracak ve son günlerde nasıl yayınlar çıkacak ve kimleri nasıl sıkıştıracak henüz bilinmiyor. Son dakikada kim kime “van minutes” çekecek hiç belli değil. Karşıt olan Liberman karşı olmayacağı sözünü vermişti ama unutmayın ki Liberman Putin ile aynı lisanı konuşuyor. Bir çivi koyar mı bir yamuk yapar mı ben emin değilim.
“ARAMIZ BOZUKTU” DİYENLERE HATIRLATMA
İnşallah olmaz. Ha bu arada 2010 yılında 2 milyar dolar olan İsrail Türkiye dış ticaret hacmi 2015 yılında 6 milyar dolar’a yaklaştı önümüzdeki yıllarda hedeflenen rakam 10 milyar dolar. Hani aramız bozuktu diyenlere hatırlatırım. Moses is Moses Business is Business. Neden barışıyoruz veya neden darıldık başka bir yazımızın konusudur... Rafael Sadi
JERUSALEM POST, İSRAİL: 
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ CUMHURBAŞKANI RECEP TAYİP ERDOĞAN, GAZZE ABLUKASI ŞARTINDAN VAZGEÇTİ"
(Dünya - 22 Haziran 2016 Çarşamba)
Jerusalem Post: Erdoğan, Gazze Ablukası Şartından Vazgeçti
Türkiye ile İsrail arasındaki normalleşme için görüşmelerde sona yaklaşılırken, Hamas yetkililerinin Ankara’nın Gazze ablukasının kaldırılması şartından vazgeçtiğini söylediği öne sürüldü. İsrail’in saygın gazetelerinden Jerusalem Post’un Londra merkezli Arapça gazete Rai Al Youm’a dayandırdığı habere göre, adının açıklanmasını istemeyen örgüt yetkilileri şunları söyledi: “Recep Tayyip Erdoğan, Hamas liderlerlerine Gazze ablukasını kaldırmak ya da iyileştirmek için her şeyi yaptığını ancak İsrail hükümetinin inatla bu girişimleri reddettiğini söyledi.”  Habere göre, Hamas yöneticileri Erdoğan’ın “Türkiye’nin çıkarları için İsrail’le normalleşme sürecine devam etmeleri gerektiğini” söylediğini aktardı. Hamas yöneticileri, Ankara’nın Türkiye’deki örgüt üyelerine yönelik ağır yaptırımlar uygulamasını beklediklerini söyledi. İddiaya göre bu yaptırımlar arasında örgüt üyelerinin ülke içinde seyahat etmesinin yasaklanması gibi koşullar da bulunuyor.
KAREL VALANSİ'DEN AÇIKLAMA
İsrail'li gazeteci ve Türkiye'de yayımlanan Şalom Gazetesi yazarı Karel Valansi de attığı tweet ile bu iddiaları doğruladı.. Valansi tweetinde; "Türkiye, Gazze ablukasının kaldırılması şartından vazgeçti." Bu açıklamanın Hamas'tan gelmesi dikkat çekici..'' dedi.
[http://www.sahafaarabia.net/news3179439.html]

22 Haziran 2016 Çarşamba

Bu ne cüret!.. REZİLLİK, HAİNLİK VE KÜSTAHLIK. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, öncelikle men ve reddi müdahale etti mi? sonrasında kınadı mı? neticede; şiddetle protesto etti mi?.. Acaba!...

VANLI ERMENİLER VAN İSYANINI KUTLADILAR
Ermenistan Vanlılar Derneği, yalnızca Vanlı Ermenilerin katılabildiği 1915 Van ayaklanmasını kutladı. 35 yıldır aynı yerde yapılan şenlik havasında geçen Van isyan kutlamalarına Vanlı olmayan Ermeni katılamıyor.
Haberin fotoğrafları:
Ermeni Vanlılar 1915 Van isyanını Van halk oyunları, Van giysileri ile kutladılar. Kutlama öncesi Vanlı Ermenilerin Erivan'ın Bağımsızlık Meydan'ında toplanarak otobüsler ile Agarak köyünde bulunan 1981 yılında yapılan "Ardziv Vaspurakan" (Vaspurakan Kartalı- Van Kartalı- Van'da çıkan ilk gazetenin adı) ) heykelinin olduğu tepeye doğru çıktıklarını İstanbul Ermenilerinin gazetesi Agos'ta yer alan haberinde anlatan Vanlı Ermeni olan gazeteci Alin Özinan, kutlamanın 35 yıldır aynı yerde yapıldığını belirtiyor.
İstanbul'dan Ermenistan'daki kutlamaya katılan Özinan" Çoluk çocuk otobüsteyken 4 yaşındaki kızımın da yeni bir adı olmuş oldu: "Vanetsu çutik" (Vanlı civciv). Ben mesleki deformasyon gereği etrafı dinliyor, zulüm hikayeleri ne zaman ortaya çıkacak diye bekliyorken arkadaki 70'lik teyzeler Real Madrid maçını tartışmaya başladılar. Öndeki göbekli amca da yağlarını eritmek için sabahları içtiği sarımsak, limon karışımının inceliklerini anlatmaya koyuldu. Bir "gelin" kılığında bindiğim, oysa aslında Agos için "muhbirlik" yaptığım gezinin otobüs ayağı beklentilerimi doğrusu karşılamıyor diye düşündüm. Baktım olacak gibi değil, ortalığı hareketlendireyim dedim. Şöyle ortaya "Vanlılar için neden cimri diyorlar?" diye sorduğum anda yanlış bir şey yaptığımın farkındaydım ama artık çok geçti. En öndeki dondurma yiyen teyze bana ters bir bakış fırlatarak "Yoksa sen Vanlı değil misin?" dedi. Beni otobüsten atarlar mı diye düşünmedim değil, "Yok, kem küm" derken birden sonradan 88 yaşında olduğunu öğrendiğimiz amcanın "E cimriyiz de ondan!" demesiyle gerginliği noktaladık. Varana kadar bir daha ağzımı açmadım" ifadelerine yer veriyor.
Anma törenlerinin 35 senedir aynı alanda yapıldığını olup biteni gördükten sonra bu kutlamaya şenlik demenin daha doğru olacağını kaydeden Özinan, " Vanlı Ermenilerin kutlamalarından gözlemlerini şöyle aktarıyor:
Yaklaşık 3 saat süren şenlik gerçekten çok eğlenceliydi. Genç yaşlı Vanlılar konuşmalar yaptılar, birlikte oldukları için duygulandılar ama artık aralarında Van doğumlu olanlar yoktu. Van doğumlular hayatlarını kaybetmişlerdi, hemen hemen hepsi anıldı. Alandaki en yaşlılar bile Ermenistan doğumluydular. Ermenistan'ın farklı yerlerinden üşenmeden gelmişti insanlar alana.
Önce hep beraber toplanıp büyükçe bir bayrak açtılar. "Yaşasın Van" diye bağırdılar, sonra müzik, halk oyunları, fıkralar. Herkes çok mutlu oldu, Vanlıların çocuklarına yan yana olmak iyi geliyordu.
Birden mikrofonun başına oldukça yaşlı, zor zar yürüyen biri geldi, "Usta Madzo" sesleri ile şenlendi ortalık. "Geçen sene hanım yorulursun gitme dedi, gelmedim, hatta yapmışım, öldü herhalde demişler. Ölmedim gördünüz mü!" diye bir çıkış yapıp fıkralara geçti, Van fıkralarına.Fıkralar bitince Van folklor gösterisi başladı, ben Devlet Konservatuarı dans grubudur diye düşünmüştüm, yine atlamışım, burada herkes Vanlı! Vanlı gençler yan yana gelmişler, hepsi üniversiteli genelde etnografi mezunu bu gençler, Van'ın dans oyunları, Van'ın eski kıyafetleri diye araştırma yaparken kendilerini bu dans grubunun içinde bulmuşlar. "Vark Hayoc" (Ermeni Varlığı) dans grubunun kurucularından Narine Shamayan aynı zamanda Ermenistan Bilimler Akademisi'nde araştırma görevlisi, "Unutursak, bir daha hatırlayamayız" diyor. Grubun üyeleri aynı zamanda Van aksanını yaşatmak için de uğraştıklarını anlatıyorlar.
Usta Madzo
Mnacakan Sianosyan ya da Madzo Babiği (dede) tüm görevlerini bitirdikten sonra konuşmaya razı edebiliyorum. 1934'de Ararat bölgesindeki Vanaşen köyünde doğmuş. Babası Van'ın Kharakonis köyündenmiş, "Babam 1915 direnişine (isyanına) katılmış, size hikaye geliyordur bunlar, biz televizyon yerine babamın anlattıklarını dinleyerek büyüdük" diyor. Madzo dedeye aslında usta diyorlar çünkü o okullu bir marangoz, aynı zamanda elektrikçi, not aldığımı görünce tesisatçı da yaz diyor. Yazıyorum. Benim eşim de, gelinim de Vanlı diyor, pek bir gururlu. "Şart mı Usta Madzo" diyorum, "Ya torunun Yerevanlı severse?" "Van Kyalagoşu* yiyemez o zaman", diyor. "O ne?" diyorum, Sen ne biçim Vanlısın diyor, artık saklayamıyorum açık açık itiraf ediyorum. Sinirleniyor Usta "E senin adam jajik** yiyemiyor mu?" diye soruyor. "Marketten alıyoruz biz?" desem gerçekten ayıp olacak, "Yok, öğrendim yapıyorum…"diyorum. Aferin diyor Usta Madzo.
Şenliğin en güzel tarafı satranç müsabakası! Masalar kuruluyor yan yana herkes satranç oynayacak. Anneler küçük oğullarına meyve yediriyorlar, büyükler kaş göz işaretleri ile çocuklara yenilecekleri konusunda anlaşıyorlar. Açılışı Hovannes Gabuzyan yapıyor. 1995 doğumlu 2010, 2011, 2012, 2015 Avrupa, 2012 Dünya Satranç Şampiyonu Gabuzyan'a 5 yaşında satrancı dedesi öğretmiş. Gabuzyan ailesinin Vanlı olduğunu söylemeye gerek yok tabii.
29 Mayıs'ta böyle güzel bir pazar öğleni yaşıyor Vanlılar. Vanlı olmanın gururu, Van'ı unutmamanın ümidiyle yaşayacakları konusunda sessiz bir söz veriyorlar hem kendilerine hem tüm katılanlara...
*Van Kyalagoşu: Lavaş,mercimek ve tarhana ile yapılan sulu yemek.
**Jajik: Arpacık soğan ile toprağa gömülen, belirli bir süre sonra çıkartılıp yenen peynir.
http://www.vansesigazetesi.com/haber-33787-vanli_ermeniler_van_isyanini_kutladilar.html
(Habar Van Sesi gazetesinde yayınlanmıştır. Ermenistan'daki Van'lı kardeşlerinden özlemle bahseden bir haber... Saygılar., Oraj POYRAZ  L2fSIJNoA0xfSNxA)  

14 Haziran 2016 Salı

Terör Örgütlerinin Hamisi; Ermeni Yalanlarının mel'un ve meş'um tezgâhçısı Avrupa Birliği (AB)'nin; Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Hansjörg Haber, "istifa etmek" zorunda kalmış!..

AB TÜRKİYE BÜYÜKELÇİSİ HANSJÖRG HABER İSTİFA ETTİ...
Yarım asırdır ülkemizi AB'ye oyuncak edenler; Şimdi yeni bir menfur oyun, kirli kumpas ve kalleşçe tuzak karşısında bocalıyor!..
[Ankara, 14 Haziran 2016-Salı, Ajanslar] Türk vatandaşlarının Temmuz ayından itibaren Schengen bölgesi ülkelerini vize almadan ziyaret etmelerini mümkün kılacak vize muafiyeti sürecinde "terör tanımı" nedeniyle çıkan ihtilafın neden olduğu gelişmeler üzerine, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Hansjörg Haber, istifa etmek zorunda kaldı.
Türkiye, haber'e, "Bir atasözümüz var. ‘Türk gibi başlayıp Alman gibi bitirmek’ burada tersi oldu" sözleri nedeniyle "Gerekeni yap" uyarısında bulunmuştu. AB yönetiminden de tepki gören Alman diplomat Haber, sözlerini düzeltmek yerine istifa etme yoluna girdi.
Vize serbestisi yol haritası
AB, Terör-Tedhiş Örgütleri ve İhanet Şebekelerine Ülkeden Pay, İdareden Makam/mevkii İstiyor: 
AB Komisyonu’nun Vize Serbestisi Yol Haritası uyarınca hazırlanan üçüncü vize ilerleme raporu 4 Mayıs’ta açıklandı. Bu kararla ilgili olarak Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjörg Haber, 5 Mayıs'ta bir bilgilendirme toplantısı yaptı.
AB delegasyonu Başkanı, vize muafiyeti konusundaki şartları; pasaportların AB üyesi ülkelerin standardına getirilmesi, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Terörle Mücadele Kanununun AB standartlarına uyumlu hale getirilmesi, Europol ile operasyonel işbirliği anlaşması ve AB ülkeleri ile adli işbirliği yapılması konularında da yasal sürecin tamamlanması olarak sıraladı.
Haber, "Terör tanımının AB standartları ile uyumlu olarak gözden geçirilerek revize edilmesi gerekiyor. Bu konuda konuşmak zorundayız. Bu konuda açıklamalarımız olacak. Rapor, tamamen açık ve net. Bu konuda bir çözüm bulmalıyız" dedi. Büyükelçinin, vize muafiyetiyle ilgili yaptığı açıklamada, AB’nin vize muafiyeti için Türkiye’nin yerine getirmesini istediği 72 kriterin 2013'ten itibaren belli olduğunu belirterek, "Bir atasözümüz var. ‘Türk gibi başlayıp Alman gibi bitirmek’ burada tersi oldu" sözleri tepki çekti.
CUMHURBAŞKANI'NA LAF SÖYLEME HAKKI YOK
Dönemin Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Hansjörg Haber'in bu sözleri üzerine twitter hesabından yaptığı açıklamada şu çağrıda bulundu: "AB'nin bu Alman Büyükelçisi, 'Alman gibi ve Türk gibi' derken ne kastettiğini Türk milletine açıklamalıdır. Hiçbir diplomat ve özellikle büyükelçi, görevli bulunduğu ülkenin cumhurbaşkanına bu şekilde hitap edemez. Bir Büyükelçinin bulunduğu ülkeyi ve insanını aşağılamaya ve cumhurbaşkanına laf söylemeye hakkı yoktur. Bu diplomasinin birinci kuralıdır. Türkiye-AB ilişkileri, bu tür diplomatik gafları ve Türkiye'ye tepeden ve olumsuz bakışı kaldıramayacak kritik bir dönem geçirmektedir. Alman olmakla övünen AB Büyükelçisi Haber'in şimdi ya bu hususa bir açıklama getirmesini ya da 'gerekeni' yapmasını bekliyorum."
1 Ekim  2015'ten itibaren Ankara'da görev yapmaya başlayan Haber'e, AB yönetiminin de tepkili yaklaştığı belirtildi. Türkiye'nin sert diplomatik tutumu üzerine, Haber, sözlerine açıklık getirme yerine istifa yolunu seçti.

7 Haziran 2016 Salı

Son dakika haberi: İstanbul'daki hain saldırı, dehşetli patlama ve kahreden ihmalin acı sonucu "katliam girişiminden" yeni görüntüler ve son haberler.. (DHA, AA, Ulusal Haber & Ulusal Ajans)

SON DAKİKA:
İSTANBUL'DA TERÖR!.. VEZNECİLER'DE HAİN PATLAMA, KALLEŞ SALDIRI VE KATLİAM
(İstanbul; 07 Haziran 2016 Salı)
İstanbul Vezneciler'de; “Bütün hükümet, MİT, emniyet ve güvenlik güçlerine rağmen, Türkiye’nin kalbi İstanbul’da konuşlanarak faaliyet gösteren menfur ihanet şebekesi” polise bombalı araçla saldırı düzenlendi. Hain saldırıda, 7 polis şehit oldu, 4 sivil, masum ve korumasız vatandaş hayatını kaybetti. 3'ü ağır 36 vatandaşımız yaralandı
TERÖRLE MÜCADELE ETMEMENİN NEDENİ: KAHREDEN GÖRÜNTÜLER
Her vesile ile kamuoyuna “yoğun güvenlik tedbirleri alındı” biçiminde açıklamalar yaparak halkı aldatan, kandıran  ve gerçekte bu ve benzeri olaylarla tam bir gaflet, zaaf ve dalalet içinde olduğu görülen yetkili ve sorumluların gözü önünde:, İstanbul Vezneciler'de çevik kuvvet otobüsüne park halindeki bombalı araçla saldırı düzenlendi. Saldırıda 7 masum ve müsemma polis memuru şehit oldu. Kendini güvende sanarak ve hükümete güvenerek çarşıda, pazarda dolaşan, işine-gücüne bakan, korumasız ve suçsuz 4 sivil vatandaş hayatını kaybetti, 3'ü ağır 36 kişi yaralandı. Ekipler olay yerindeki incelemelerini sürdürüyor. Fatih ilçesinde, Beyazıt Polis Karakolu ile Vezneciler otobüs durağı arasında çevik kuvvet otobüsü geçişi ve çevik kuvvet ekiplerinin görev değişimi sırasında bombalı araçla saldırı düzenlendi. Saldırının ardından polisin havaya açtığı silah sesleri duyuldu.
VEZNECİLER’DE POLİSE VE SİVİL HALKA SALDIRI 
VALİ ŞAHİN'DEN İLK AÇIKLAMA
İSTANBUL Valisi Vasip Şahin, Beyazıt Vezneciler’de meydana gelen patlamanın olay yerinde incelemelerde bulundu. Vali Şahin incelemelerinin ardından açıklamalarda bulundu. Şahin, "Bugün saat 08.40 sıralarında Vezneciler semtimizde yoldan geçen Çevik Kuvvet polisimizi taşıyan araçlarımıza bombalı araçlı saldırı yapılmıştır. Bunun neticesinden 7’si polis, 4’ü vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. 36 kişi yaralanmıştır. Bunlardan durumu ağır olan 3 kişi. İncelemelerimiz devam ediyor. Daha detaylı bilgileri size gelişmeler oldukça vereceğiz" dedi.
"DETAYLARI DAHA SONRA SİZLERE BİLDİRECEĞİZ"
Vali Şahin, patlamanın hangi örgüt ile alakalı olduğu sorusuna ise, "Bütün bunlar çalışıyor, daha sonra geniş açıklamalar yapılacak" dedi. Vali Vasip Şahin yaralıların hepsinin hastanelere ulaştığını belirterek, "Şu anda olay yerinde hiçbir yaralımız yok, hepsi olay olur olmaz, anında hastanelerimize ulaştırıldı. Bir savcımızın başkanlığında bir ekiple, konuyla ilgili adli incelemeler de devam ediyor. Detayları daha sonra sizlere bildireceğiz " diye konuştu.
VEFA LİSESİ VE BİR ÖĞRENCİ YURDUNDA HASAR OLUŞTU
Vefa Lisesi ve çevredeki birçok dükkanın camları kırıldı, park halindeki araçlar hasar gördü. Hasar alan iş yerleri polis tarafından boşaltıldı. Polis geniş bir bölgeyi güvenlik çemberine aldı. Bölgenin yakınındaki kız öğrenci yurduna da saldırı dolayısıyla parçalar isabet etti. 
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ'NDE SINAVLAR İPTAL
Öte yandan İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi’ndeki tüm fakültelerde bugün yapılması planlanan bütünleme sınavlarının iptal edildiği açıklandı.
TOPLU TAŞIMA ARAÇLARI BÖLGEDE DURMUYOR!
Raylı toplu taşıma araçlarının durmasına ve diğer araçların bölgeye girmesine izin verilmiyor. 
İKİNCİ PATLAMA SESİ
Patlamanın ardından bir patlama sesi daha geldi. Bu patlamanın doğalgaz hattında meydana geldiği bildirildi. 
ŞÜPHELİ PAKET İMHA EDİLECEK
Beyazıt Vezneciler’de çevik kuvvet polislerini taşıyan polis otobüsüne yapılan bombalı saldırının meydana geldiği alan cami hoparlöründen yapılan anonsla boşaltıldı.  
Anonsta, "Kontrollü olarak patlatma yapılacaktır. Bu sebepten dolayı görevlilerimiz dikkatli olsunlar, sivillerimiz de lütfen emniyet görevlilerimizin ikazlarına uyarak çalışmalarına yardımcı olsunlar" denildi. 
Bölge boşaltılırken, bomba imha ekiplerinin, olay yerindeki şüpheli beyaz renkli minibüste tuzaklama ihtimaline karşı inceleme yaptığı bildirdi.
Bu arada, polise yönelik saldırının ardından metro ve metrobüs seferlerinde aksamalar yaşanırken, Metroda, araçların Vezneciler durağında durmayacağı yönünde anons yapılıyor... Çevrede geniş güvenlik önlemi alınırken, polis helikopteri de görev  yapıyor. Ayrıca olay yerinin üzerinde bir drone görüntü alıyor.
TÜRKİYE’NİN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ÇÖKMÜŞTÜR!..‏
“Almanya bizi arkadan vurdu ve hançerledi”, “İlişkilerimizi ciddi manada etkileyecek”, “Hitlerin Torunları, “Dunkof” ve bunun gibi söylemler; ne yazık ki, boş laftan öteye bir anlam taşımıyor. Bu söylemler, halkın gazını almak içindir. Kıymet-i harbiyesi yoktur ve düzeyi çok düşüktür.
Dış politika, çıkarlar üzerine oturur. Dış politikada; dostluklar ve ideoloji asla belirleyici değildir. Ama sizin dış politika anlayışınız; akla ve ülkenizin yalın çıkarlarına dayanmıyorsa, dinsel dayanışmalardan medet umuyorsanız, vay idare ettiğiniz o ülkenin haline!
Arkadan vurma, ihanet ve hançerlenmek gibi kavramlar, insani dostluklar için geçerlidir. İhanet de dostlar arasında olur. Ülkeler arasında ihanet olmaz!
“Ermeni Açılımı” Berlin’de Kayalara Bindirdi
Kökü dışarıda “Kürt Açılımınız” nasıl bitirilmiş etnik terörü azdırıp şehirlere indirdiyse, hendeklerde ve halen oluk oluk akan şehit kanıyla son bulup karaya oturduysa; “Ermeni Açılımınız” da Berlin’de kayalara bodoslamadan bindirmiştir.
Siz değil misiniz, doğu sınırlarımızı tanımadığı, ülkemizin bir bölümünü “Büyük Ermenistan” içinde gösterdiği, “Ermeni Soykırımı” iddialarını sürdürdüğü, Türkiye’den toprak ve tazminat talepleri olduğu ve bu hususları anayasasına yazdığı halde; “Ermeni Açılımı” yapan ve Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan’a üst düzey devlet protokolü uygulayan!
Siz değil misiniz, Azerbaycan Türküne katliam yapan, Azerbaycan’ın bir bölümünü işgal altında tutan Ermenistan ile oynadığımız,14 Ekim 2009’da Bursa’da Atatürk Stadı’ndaki maçta ay yıldızlı Azerbaycan Bayraklarını yasaklayan! Siz değil misiniz, bunlara rağmen Ermenistan kapısını açmaya çalışan ama halkın tepkisi nedeniyle bunu yapamayan!
Ermeni Tehciri Berlin’in İşi
Emperyalizm; I. Dünya Savaşı sırasında, Anadolu’nun kadim halklarından olan Ermenileri çıkarları için kışkırttı, kullandı, sözler verdi ve acı çekmelerine neden oldu. Ermeni tehcirinin askeri bir gereklilik olduğu, Alman generalleri tarafından ortaya kondu, Berlin’de şekillendi ve İstanbul’a emredildi. Savaş nedeniyle çok acılar çekildi ama, asla “Ermeni Soykırımı” olmadı.
Bugün Ermeni diasporasından, “soykırım” yalanı ile büyük paralar toplanıyor. Bu, bir kısım Ermeniler ve örgütleri için istismar ve rant kapısı. Asla kapanması istenmez. Ayrıca; İngiltere ve Almanya başta olmak üzere, Batılı devletler Türklerin Ermenilere karşı “soykırım” yapmadığını çok iyi biliyorlar. Bilmeyen, bu devletlerin halkları. Ermenistan yöneticileri de bu gerçeği biliyor. Bu nedenle;“Bu iş tarihçilerin işidir, otursunlar arşivlerde çalışsınlar ve karar versinler” yaklaşımını istemezler, istemiyorlar da! Çünkü belgeler konuşursa, çok mahcup olurlar!
Sözde Ermeni Soykırımı Koz
Sözde Ermeni soykırımı konusu; artık ağırlıklı olarak Batılı devletlerin ve küresel emperyalizmin, zaman zaman şiddetini arttırarak Türkiye’ye karşı kullandığı bir koz halini almıştır. Öyle bugünden yarına bitmez! Kim ki biter der, kesinlikle yalan söyler!
Dış politika esasında; ülkelerin birbirlerine karşı üstünlüklerini ve güçlü taraflarını yani kozlarını kullanma, zayıf taraflarını bu kozlarıyla örtme, birbirlerine istismar ettirmeme sanatıdır.
Günümüzde Türkiye’ye; her yönden ve herkes saldırıyor, niçin? Çünkü AKP’nin akıldışı, Cumhuriyetimizin kurucu ideolojisine düşman, ülkemizin oturduğu jeopolitik gerçekleri yok sayan, çağdışı “Siyasal İslamcı” ideolojisi ve “Yeni Osmanlıcı” hayali, Türkiye’nin bağışıklık sistemini 14 yılda çökertmiştir. Her ülkenin, aynen insan metabolizması gibi, zayıf ve sorunlu tarafları vardır. Onlarla yaşamak mümkündür, yeter ki bağışıklık sistemi güçlü olsun.
Almanlar Sorumlu Olduklarını Biliyorlar!
Alman Parlamentosu’nun kararı; Türkiye’ye karşı bir koz kullanımı girişimidir. Bu durumdan; küfür ederek, “sen de yapmıştın” diyerek, aşağılayarak ve lanetleyerek kurtulamazsınız, daha beter yalnızlaşır ve sorunu büyütürsünüz. Almanlar, sadece çıkarlarını düşünüyor. “Ermeni Soykırımı”nın olmadığını, hatta Ermenilerin yüz yıl önce Anadolu’da acı çekmesinin esas sorumlusunun kendileri olduğunu da biliyorlar. Almanya; durumu tarttı ve değerlendirdi. Baktı ki; Türkiye’nin karşı hamle yapacak kozu yok ve bağışıklık sistemi çökmüş, bastı düğmeye ve geçirdi yasayı.
Haydi şimdi sıkıyorsa, mülteci anlaşmasını bozun! Yapabileceğiniz; kendi halkınızın gazını almak için, koro halinde küfür etmekten ve emrinizde olan yalaka basına küfür ettirmekten başka bir şeyiniz yok. Almanlar, bunu bildiği için ses çıkarmıyorlar. Saygılar sunarım.
Türker Ertürk & E. Amiral, Araştırmacı - Yazar

2 Haziran 2016 Perşembe

SOYKIRIM YALANI; İFTİRA VE FURYA; Almanya'mı kalleşlik yaptı?.. Yoksa "dahili bedhahlar mı" Türkiyeyi, menfur ve mel'un diyaspora emellerine peşkeş çekti!...

ALMANYA'DA 1915 “SOYKIRIM YALANI; 
İFTİRA VE FURYA” TASARISI KABUL EDİLDİ
1915 olaylarına ilk kez 'soykırım' nitelemesi yapan yasa tasarısı, Alman parlamentosundan ezici bir çoğunlukla geçti. Yalnızca bir çekimser ve bir ret oyunun verildiği tasarıya TBMM ortak bildiriyle tepki gösterecek. Oylamayı parlamentoda izleyen Ermeniler sonuç açıklanınca 'Danke' yazan pankartlar açtı. Almanya Federal Parlamentosu, 1915 Ermeni Olayları’nı ‘soykırım’ olarak niteleyen yasa tasarısını kabul etti. Partilerin görüşlerini kürsüde dile getirmesinden sonra geçilen oylamada tasarı neredeyse fire vermeksizin geçti. Oylamada yalnızca bir çekimser ve bir ret oyu çıktı.
Parlamentodaki görüşmeyi ülkedeki Ermeni toplumunun temsilcileri ve dini liderleri de takip etti. Oylama sonucunda salondaki Ermeniler ellerinde Almanca teşekkürler yazan 'Danke' pankartlarını açtı.
Yeşiller Partisi’nin öncülüğünde meclise getirilen ancak hükümet ortakları Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) desteklediği ‘soykırım’ tasarısının kabul edilmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle, oylamada 'fire' beklenmediğini duyurmuştu.
Almanya'da, 1915 olayları tasarıda ilk kez resmen 'soykırım' olarak nitelendiriliyor. Tasarı, '1915 ve 1916 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermenilere ve diğer Hristiyan azınlıklara uygulanan 'soykırım'ın hatırlanması ve anılması' başlığını taşıyor.
Karar taslağında Alman hükümeti, 1915-1916 yıllarında Ermenilere yönelik 'sürgün' ve 'imha' politikası ile Alman İmparatorluğu'nun rolü konusunda kamuoyunun kapsamlı olarak aydınlatılması çalışmalarına katkı sağlamaya ve Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi ve iki halk arasında barışma sürecini ileriye taşıyacak faaliyetleri desteklemeye çağrılıyor.
PARLAMENTO ÖNÜNDE BAYRAKLARLA KUTLAMA YAPTILAR
Jön Türk ve Almanya'nın sorumluluğu vurgusu
Taslakta yaşananların dönemin Jön Türk hükümetinin talimatıyla gerçekleştirildiğine dikkat çekiliyor. Olaylardan Asuriler, Süryaniler ve Keldaniler gibi diğer Hristiyan azınlıkların da etkilendiğine yer veriliyor.
Karar taslağında, o dönem Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri müttefiki konumundaki Alman İmparatoruğu'nun, "Alman diplomat ve misyonerlerin organize sürgün ve imha uygulamalarıyla ilgili verdikleri bilgilere rağmen, insanlığa karşı işlenen bu suçu durdurmaya çalışmayarak 'yüz kızartıcı' bir rol oynadığı" vurgulanıyor.
MERKEL KATILMADI
Bugün Berlin’de NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüşen Almanya Şansölyesi Angela Merkel oylamaya katılmadı. Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ile Merkel'in yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel de oturumda yer almayan isimlerden oldu.
ANKARA TEPKİLİ
Mülteci anlaşması ve vize muafiyeti nedeniyle son dönemde görüş ayrılıklarının yükseldiği Türkiye-Almanya ilişkilerinin gerilmesi sürpriz olmayacak.
Türkiye’nin bugünkü oylamadan sonra Almanya’daki Türkiye Büyükelçisi’ni istişare için ülkeye çağırarak tepki göstermesi bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tasarının yasalaşmasının Türkiye ile Almanya arasındaki diplomatik, siyasi, ticari, askeri ve ekonomik ilişkileri zedeleyeceği uyarısında bulunmuştu. Başbakan Binali Yıldırım da, tasarının kabul edilmemesini umduğunu belirterek, "Çok saçma bir oylama" demişti.
DERS PROGRAMLARINA GİRECEK
Tasarı, ‘Ermeni soykırımının’ Almanya’da orta öğretim ve yüksek öğretimde ders programına yerleştirilmesi, bu yönde sivil toplum çalışmaları yürütülmesi gibi unsurları içeriyor.
GEÇEN YIL ENGELLENMİŞTİ
Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, 1915 olaylarının 100. yıldönümü olan geçen sene yaptığı konuşmada 'soykırım' ifadesini kullanmıştı. Konu Almanya Meclisi'nde de tartışılmış, hükümet, muhalefetteki Yeşiller Partisi'nin 'soykırm tasarısını' Genel Kurul'da oylatma çabalarını engellemişti.
Alman parlamentosu 2005 yılında, 'Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermeni katliamları, etnik temizlik ve tecrit yaşandığını' ifade eden bir tasarıyı kabul etmişti.
YİRMİYİ AŞKIN ÜLKEDE KABUL EDİLDİ
Benzer tasarılar ve kararlar, aralarında Fransa, Rusya, İsveç, Hollanda, Belçika ve İsviçre'nin de bulunduğu çok sayıda ülkenin parlamentosunda daha önce kabul edilmişti. Son olarak Brezilya, Lüksemburg ve Avusturya parlamentoları 1915 olaylarını 'soykırım' olarak tanıdı.