27 Şubat 2016 Cumartesi

Hani ateşkes olacaktı!.. Olmadı. Görünürde bir şey yok. Olduğu sanılan'sa, yeni bir savaşı ateşleyebilir

YENİ BİR SAVAŞIN FİTİLİ ATEŞLENEBİLİR!...
Suriye’de (henüz uygulaması net olarak görülüp, gerçek olup, olmadığı sarahaten anlaşılamayan) geçici ateşkes, taraf olanlarla olmayanlar arasında yeni bir savaşın fitilini ateşleyebilir.
Suriye’de dün gece yarısından itibaren yürürlüğe giren geçici ateşkesin 5 yıl aradan sonra barışa kapı aralaması bekleniyor. Ancak Suriye'de çarpışan tarafların tamamını içine almayan, sadece çatışma bölgelerinin yüzde 10’u ile sınırlandırılan bu teşebbüsten taraflar umutsuz. Ateşkese dahil edilmeyen Nusra Cephesi, ateşkesi reddeden Ahrar-uş Şam ve şartları görmek isteyen Türkmenler meseleyi değerlendirdi.
TÜRKMENLER: Nusra bahane
Sultan Murat Tugayları Komutanı Fehim İsa, ateşkese meşru müdafaa hakları saklı kalmak kaydıyla uyacaklarını belirtti. Ateşkesin uygulanmasından endişe duyduğunu söyleyen İsa, "DAEŞ için terör örgütü diyorlar. Sonuna kadar bu kararı destekliyoruz. Peki PYD,  Hizbullah ve İran militanları burada ne yapıyor? Onlar neden terör örgütleri listesinde yok. Burada çiçek mi topluyorlar? Bizimle çarpışan sadece DAEŞ değil ki, bu gruplar da Suriye halkını katlediyor" dedi. Ateşkesin sözde kalacağını, gerçekte kimsenin uymayacağını savunan Fehim İsa sözlerine şöyle devam etti: "Halep’te Türkmen bölgelerinde silahlı gruplarımız var. Etrafımızda Nusra unsurları bulunuyor. Nusra’yı ateşkes dışında tutuyorlar. Rejim ve Rusya, Nusra’yı bahane ederek bizi de vuracak. Elimiz kolumuz bağlı mı kalacağız? Buna kesinlikle müsaade etmeyiz. Ateşkesin net tarifi yok. Birileri karar alıyor, bize uyun diyorlar. Bizimle konuşan yok."
AHRAR-UŞ ŞAM: BİZİ BAĞLAMAZ
Geçici ateşkes için masaya davet edilen Ahrar-uş Şam ise ateşkese taraf olmayacağını açıkladı. Ilımlı muhalifler arasında gösterilen Ahrar-uş Şam’ın komutanlarından Ebu Saleme, "Amerika ve Rusya’nın ortaya attığı ateşkes anlaşması bizi bağlamaz çünkü tamamen rejim ve PYD’yi gözeten bir plan" dedi. Suriye ile alakalı karar verecek mercilerin savaşın dışında olması gerektiğini öne süren Ebu Saleme, "Rusya, rejimi ve PYD’yi destekliyor. ABD ise Esad’ı göndermek istemiyor, PYD ile flört halinde. Silah desteği verdiği gruplar rejimle işbirliği içinde. Muhalifleri bitirme hareketi olan bu oyuna kesinlikle gelmeyeceğiz. Hiçbir unsurumuz silah bırakmayacak. Ateşkese taraf olanlar bize bildirsin diye açıklama yaptılar. Kim nerede çarpışıyor istihbaratından başka bir şey değil" şeklinde konuştu.
KOMEDİNİN HARİTASI
Rusya ve ABD dışişleri bakanları tarafından mutabık kalındıktan sonra uygulamaya konulan geçici ateşkes ile ilgili olarak yayınlanan harita tam bir hayal kırıklığına sebep oldu. Rus Savunma Bakanlığı Suriye’nin çatışma yaşanan bölgelerinden sadece yüzde 10’u için ateşkesin geçerli olduğunu, diğer bölgelerde terör örgütleri olduğu gerekçesiyle operasyonların süreceğini açıkladı. Lazkiye, Humus ve Hama’da küçük bir alanı kapsayan ateşkese DAEŞ,El Nusra ve BM Güvenlik Konseyi’ne göre terör örgütü sayılan örgütler dahil edilmiyor. 2011 yılından itibaren Suriye’de rejime asker desteği veren bazı gruplar ise akıllarda soru işareti bıraktı. Bunlardan en dikkat çekeni Hizbullah… Lübnan Hizbullah’ı ABD, İngiltere ve Kanada tarafından terör örgütü olarak kabul edilirken, Hizbullah Askeri Kanadı ise AB ve İngiltere’nin terör listesinde yer alıyor. Ancak Suriye içindeki terör örgütleri listesinde ismi bulunmuyor. Rusya’nın yayınladığı haritada Muhaliflerin olduğu bütün bölgeler El Nusra’ya ait olarak gösterildi. Böylece El-Nusra bahane edilerek diğer ılımlı muhaliflerin de vurulmasının önü açılmaya çalışıldı.
NUSRA CEPHESİ: TERÖRİST KİM?
Onları muhatap kabul etmiyoruz
Terör örgütü olarak kabul edildiği için ateşkes dışında tutulan Nusra Cephesi ise bu kararı ciddiye almadıklarını açıkladı. Örgütün Halep’teki liderlerinden Şeyh Hatem Ebu Musa, "Birilerinin bizi terörist olarak ilan etmesi bizim terörist olduğumuz manasına gelmez. ABD, Rusya ve rejim bizim muhatabımız değil. Onların lafları ile hareket edecek değiliz. Burada Suriye’nin geleceği için çalışıyoruz. Düşmanlarımız olan DAEŞ, PYD ve rejim ile sonuna kadar çarpışacağız. Biz kimseyle masaya oturmak istemediğimiz için bizi masaya niye davet etmediler diye üzülecek de değiliz" diye konuştu. Suriye genelinde belirli bölgelerde güçlerini artıracaklarını önümüzdeki günlerde farklı şeylerin yaşanabileceğini öne süren Ebu Musa, kısa süre sonra ateşkesin yalan olduğunun herkes tarafından anlaşılacağını iddia etti. PYD ise ateşkese ‘ama’lı evet diyen gruplardan. PYD; DAEŞ, Nusra ve diğer gruplara karşı çarpışacağını duyurdu. Suriye’de ateşkesin önündeki en büyük engel ise DAEŞ bahanesiyle grupların istedikleri alana saldırabilecek olması.
YETMEZ AMA EVET
Ateşkesi kabul eden tarafların silahlı saldırılar ile füze atışlarını derhal kesmesi ve toprak elde etme yönünde girişimlere son vermesi isteniyor. Ayrıca insani yardımlara izin vermeleri, ateşkese taraf olmayan kesimlere karşı da savunma amaçlı olarak ‘orantılı güç’ kullanmaları bekleniyor. Suriye hükümeti ise bir sonraki safhada ‘ılımlı muhalif’ olarak görülen örgütlerin ve Kürt grupların silah bırakması gerektiğini, aksi takdirde yaptırımların onları da kapsayacağını duyurdu.  Ateşkesin, Moskova ve Washington başkanlığında bir Görev Gücü tarafından denetleneceği duyurulmuştu. (Ulusal Haber & Ulusal Ajans, 27 Şubat 2016 Cumartesi - 12:39)

24 Şubat 2016 Çarşamba

ANKARA saldırısıyla ilgili iki ilginç haber; Akıl almaz ihmalin inanılmaz boyutu ve gerçekler..

ANKARA saldırısıyla ilgili iki ilginç haber
1) Beklenir sabotaj, insanlık düşmanlığı ve vandallığa ilişkin İstihbarat raporu ortaya çıktı: Saldırı göz göre, göre gelmiş!
2) TÜRGEV'in, öğrencilerine gönderdiği mesajda 'Bomba yüklü araç var. Kızılay tarafına gitmeyin' dediği ortaya çıktı.
Ankara saldırısından 6 gün önce ilgili birimlere yollanan istihbarat raporu ortaya çıktı.
Özel Büro İstihbarat’ın haberine göre; Saldırı ihtimaline dair istihbarat raporu, 28 kişinin şehit olduğu Ankara saldırısından 6 gün önce Ankara, İstanbul ve İzmir’deki ilgili birimlere yollandı. Raporda, PKK ile TAK’ın asker ve polis servislerine canlı bombayla saldıracağı belirtildi. Bu uyarıya rağmen katliam önlenemedi. Ankara’da yaşanan ve 28 kişinin şehit olduğu, 61 personelin de yaralanmasıyla sonuçlanan 17 Şubat’taki intihar eyleminin altından güvenlik açığı çıktı. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait askeri servis araçlarını hedef alan ve bomba yüklü araçla gerçekleştirilen canlı bomba katliamının göz göre göre geldiğini ortaya koyan istihbarat raporu ortaya çıktı. Üstelik raporda eylem yapacak örgütün adı da TAK olarak verildi. İşte saldırıyla ilgili vahim ayrıntılar:
11 ŞUBAT GÜNÜ KOZMİK YAZI İLE BİLGİ ALINDI, HAREKETE GEÇİLDİ
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), 11 Şubat 2016 günü Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) İstihbarat ve Terörle Mücadele Daire Başkanlıklarına bir yazı gönderdi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün de paylaştığı yazı, PKK’nın taşeron örgütü TAK’ın düzenlediği intihar eylemindeki ihmaller zincirini gözler önüne serdi. Kozmik yazı ile alınan bu bilgiyi Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi, 12 Şubat 2016 günü “acil” kodu ile Ankara, İstanbul ve İzmir valiliklerine gönderdi. ‘KIZILAY VE TAKSİM HEDEF’ DİYE NOKTA UYARI VALİLİKLERE YAPILDI; 
Emniyet İstihbarat Dairesi’nin yazısında şu çarpıcı bilgilere yer verildi: 
“PKK/KCK-TAK terör örgütü tarafından Ocak 2016’da Ankara, İstanbul, İzmir başta olmak üzere metropollerde canlı bomba/sabotaj tarzı eylemler gerçekleştirilmesinin planlandığı ve bu amaçla keşif çalışmalarının yapıldığı, eylem hedefleri arasında Emniyet veya TSK mensuplarının yoğun olarak kullandığı güzergahlar, personel servis araçları, Ankara/Kızılay veya İstanbul/ Taksim gibi kalabalık meydanlar ve havaalanı benzeri stratejik tesislerin bulunduğu yönünde önemli bilgiler elde edilmiştir…”  İstihbaratın, Merasim Sokak’ta bombalı saldırı olacağını adeta 6 gün önce “nokta” olarak tespit edip uyarıda bulunmasına karşın, Ankara Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü, Genelkurmay, Jandarma Genel Komutanlığı, Kara-Hava- Deniz Kuvvetleri ile Sahil Güvenlik Komutanlıklarının bulunduğu bölgede yeterli güvenlik önlemi almadı.
PKK ÜST YÖNETİMİ, NEVRUZ İÇİN TALİMAT VERDİ, 
PKK kadrolarının aralarındaki irtibat ve muhaberede gerekli güvenlik tedbirleri için özel önlem aldığına da dikkat çekilen Emniyet İstihbarat raporunda, örgütün sözde üst düzey yönetimi tarafından şubat ayı itibari ile kadrolara gönderilen 26 Ocak günlü talimatları şöyle sıralandı: - Raporlarda kurum ve kişi isimleri açık biçimde yazılmasın. - 15 Şubat, 8 Mart ve Nevruz için yoğun hazırlık yapılsın. - 15 Şubat’tan itibaren Türkiye genelinde radikal, kitlesel, yaygın eylem planlamaları yapılsın.
METROPOLLER DAHİL OLMAK ÜZERE KURUMLAR HEDEFLENSİN
- Metropollerde AKP binaları ve destek verenler hedef alınsın. - Doğu ve Güneydoğu’daki AKP teşkilatlarına baskılar artırılarak parti yöneticilerinin, üyelerinin istifaya veya bölgeyi terk etmeye zorlanması sağlansın. - Cizre ve Sur’daki sözde ablukayı kırmak amacıyla, Diyarbakır esas alınarak kesintisiz ve etkili serhildan (başkaldırı) geliştirilsin. - Metropoller dahil olmak üzere devlete ait kurumlar hedeflensin.
ÖZEL-BÜRO//TERÖR DOSYASI
TÜRGEV'den öğrencilere istihbarat : 
Kızılay'da bomba yüklü araç var..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da yönetim kurulunda bulunduğu TÜRGEV'in, öğrencilerine gönderdiği mesajda 'Bomba yüklü araç var. Kızılay tarafına gitmeyin' dediği ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kurucusu olduğu ve birçok yolsuzlukla gündeme gelen Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’nın (TÜRGEV) Ankara’da bulunan yurdundan öğrencilerinin cep telefonlarına, dün, ‘bomba yüklü araç’ mesajı gönderildi. Mesajda, öğrencilerden Kızılay tarafına gidilmemesi istendi.
TÜRGEV'in Ankara’da bulunan yurdundan öğrencilere atılan mesaj.
Cumhuriyet’ten İklim Öngel’in haberine göre başkentte bulunan Hümeyra Öktem Yüksek Öğretim Kız Yurdu’ndan öğrencilerine gönderilen mesajda, “Sevgili öğrencimiz Kızılay civarında aranmakta olan bomba yüklü bir araç olduğu istihbari bilgisini aldık. Kızılay tarafına gitmemenizi rica ediyoruz” dendi. Yurttan gelen bomba yüklü araç bilgisini alan öğrenciler, dikkatli olmaları için diğer arkadaşlarını da uyardı.
‘GÜVENİLİR KAYNAKTAN ALDIK’
Bir yurt yetkilisi, öğrencileri ve aileleri telaşlandırmak için böyle bir şey yapmadıklarını belirtti. “Güvenilir bir kaynaktan bilgi aldık” diyen yetkili istihbaratın 'fos çıkmasını' umduklarını söyledi. [category terör] [tags TERÖR DOSYASI, TÜRGEV, öğrenci, istihbarat, Kızılay, bomba, araç] Von: ozel-buro-istihbarat@googlegroups.com [mailto:ozel-buro-istihbarat@googlegroups.com] Im Auftrag von Özel Büro (Digi.Security.Isnet) Gesendet: Dienstag, 23. Februar 2016 21:24

17 Şubat 2016 Çarşamba

Terör tırmanıyor. Gerilim artıyor. Sorular cevap bulamıyor. Nasıl olur da, Ankara'ya kadar gelip saldırı düzenleyebilirler? Hüküm ve hikmet nerede?..

Ankara'da bombalı saldırı!..
[17 Şubat 2016 Çarşamba-Türkiye]
Ankara 'da Genelkurmay Kavşağı yakınlarında askeri servislerin geçişi sırasında patlama oldu. Ankara Valisi, patlama sonucu 28 kişinin hayatını kaybettiğini ve 61 yaralı olduğunu açıkladı. Ankara'da askeri servis aracı geçişi sırasında patlama oldu. Patlamanın İnönü Bulvarı'nı Dikmen Caddesi'ne bağlayan Merasim Sokak'ta gerçekleştirdiği belirtiliyor. Patlama Genelkurmay Kavşağı  yakınlarında askeri servis araçlarına saldırı düzenlendiği, 3 servis aracının yandığı ilk gelen bilgiler arasında.
ANKARA VALİSİ'NDE İLK AÇIKLAMA
Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar, askeri servis konvoyunda patlama meydana geldiğini, ilk belirlemelere göre 28 kişinin hayatını kaybettiğini, 61 kişinin yaralandığını, patlamanın bomba yüklü araçla gerçekleştirildiğinin tahmin edildiğini söyledi. İlk gelen bilgiler bir servis aracının patladığını birçok servis aracının yandığını, yaralı askeri personel olduğunu gösteriyor. Olay yerinde çok sayıda yaralıya sağlık ekipleri müdahale ediyor. Ankara'daki patlama sonrası çıkan yangına itfaiye ekipleri müdahale ediyor.
DAVUTOĞLU'DAN İLK AÇIKLAMA
Başbakan Davutoğlu, patlama sonrası ilk açıklama geldi. Davutoğlu, "Patlama bilgisi geldi, bakacağız" dedi.

11 Şubat 2016 Perşembe

PKK-YPG-PYD-DHKP-C-MLKP-TİKKO-DEVRİCİ KARARGÂH ve IŞİD terör örgütleri 81 ilde toplu bir isyan-kalkışma için anlaşma yaptı ve bu amaçla hazırlıklarını tamamladı.

DİKKAT!.. 
İHANET ŞEBEKELERİ MAYIS’TA TOPLU İSYAN HAZIRLIĞINDA!..
"PKK - YPG - PYD - DHKP-C - MLKP- TİKKO - DEVRİMCİ KARARGÂH ve IŞİD terör-tedhiş örgütleri; İhanet şebekeleri 2016 yılının Mayıs ayında (muhetemelen 1 Mayıs günü) 81 ilde toplu bir isyan-kalkışma için anlaşma yaptı ve bu amaçla hazırlıklarını tamamladı."
ULUSAL HABER AÇIKLIYOR: Özel Büro İstihbarat Grubu'nun", GRUP ÜYELERİNE GÖNDERDİĞİ "UYARI AMAÇLI" MEKTUP!..
"Değerli Üyelerimiz,
Konu önemli olduğu için hemen konuya girelim.
Grup olarak aldığımız istihbaratlara göre 2016 yılı Mayıs ayında (Üst düzey MİT, Jandarma ve Emniyet İstihbarat yetkilileri) PKK- YPG- PYD- DHKP-C-MLKP- TİKKO- DEVRİCİ KARARGÂH ve IŞİD terör örgütleri 81 ilde toplu bir isyan-kalkışma için özel anlaşma yaptı ve bu amaçla hazırlıklarını tamamladı. Gerekli eğitimler CIA ve diğer yabancı servisler tarafından verildi. Lojistik üslenme için belirli yerler seçildi ve buraya gizlice yığınaklar yapıldı. Bu sefer ki kalkışmanın çok boyutlu olmasından dolayı içeride de gerekli medya, bürokrasi ve iş dünyasından destek verileceği deşifre edildi ve biliniyor.
Bu durumu size daha önceki yazılarımızda da peyderpey aktarmıştık. Hatta Takvim Gazetesi yazarlarından Ergün Diler, Yeniçağ Gazetesinden Arslan Bulut ve Sözcü Gazetesi yazarlarından Saygı Öztürk ve bazı diğer gazeteciler de bunu daha önce yazdılar. Okuyanlar hatırlar. Sanıyorum aynı kaynaktan aldıkları bilgileri yazdılar.
Değerli Üyelerimiz,
Daha önce yolsuzluk ve usulsüzlükler nedeniyle AK PARTİ’yi defalarca eleştirdik.
Sadece yolsuzluklar konusunda değil Laikliği hedef alan irticai uygulamaları konusunda da en fazla eleştirenler bizleriz. Hatta AK PARTİ’li yöneticiler bundan o kadar rahatsız oldu ki mahkemeye başvurarak bazı bloglarımızın erişimini yurt içine kapattılar. Bazı yazılarımızı yayından kaldırttılar. Daha sonra haklılığımızı ortaya koyarak biz tekrar erişime açtırdık.
Daha önce de söyledik, biz “ÖZEL BÜRO İSTİHBARAT GRUBU” olarak tüm partilere eşit mesafedeyiz. Hangi parti yanlış yaparsa, makamını zenginleşme ve suiistimal aracı olarak kullanırsa ki bu CHP olur MHP olur AKP olur fark etmez kıyasıya eleştiririz.
Bizim için tek önemli kıstas DEVLETİN MENFAATLERİDİR.
İşte bu nedenle bu kalkışmada hep beraber nedensiz niçinsiz niyesiz DEVLETİN GÜVENLİK GÜÇLERİNE DESTEK VERMELİYİZ. 
Devlete yardımcı olmalıyız.
Çünkü 7 düvelle savaşıyoruz. PYD en güncel en tehlikeli silahları askerimize, polisimize karşı kullanıyor. Kim veriyor bu silahları? CIA, SVR, GRU, BND, MI6, DGSE, MOSSAD, MUHABERAT adlı servisler. Eğitimden lojistik desteğe kadar. İçeride bürokraside, iş dünyasında, medyada, sivil toplum örgütlerinde bu örgütlerin işbirlikçileri ile çalışıyorlar.
İşte bahar ayında yüksek ihtimalle Mayıs 2016’da bu örgütler + yabancı servisler iş birliği ile Gezi benzeri top yekün kalkışma başlatılması için gerekli anlaşmalar ve alt yapı hazırlandı. Bizler CHP’li, MHP’li, AK PARTİ’li demeden devlete bu mücadelede destek olmalıyız. Çünkü defalarca uyarılmalarına rağmen AK PARTİ, ÇÖZÜM SÜRECİ altında belki iyi niyeti belki de yine yanlış yönlendirilmeleri neticesinde PKK’nın şehirlere bomba ve mühimmat yığmasına, metropollere canlı bomba ve suikastçi sokulmasına engel olamadı. Gerektiği gibi kontrol edemedi. PKK’nın palazlanmasına izin verdi ve iş artık sadece Güneydoğu’yu değil tüm Türkiye’yi ateş çemberine çevirdi.
Tabi burada FETÖ ÖRGÜTÜ’nün halen içeride deşifre edilmemiş önemli siyasilerinin ve bürokratlarının da büyük payı var. Aynı şekilde az evvel saydığımız örgütlerin maaşlı yerli ajanlarını da saymadan geçmeyelim.
Terörü kontrol edebildiğiniz sürece mücadele edebilirsiniz ancak kontrol edemediğiniz faktörler çok boyutlu ise kitlesel desteğiniz olmaz ise mağlup olursunuz. Bu mücadele AK PARTİ’nin değil top yekün 80 milyon Türk’ün mücadelesidir. Aramızdaki görüş ayrılıklarını bırakıp devlete koşulsuz destek vermeliyiz. Ya var olacağız ya da kaybedeceğiz. Seçim zamanı gelince kimin ne hatası varsa oy sandığında mutlaka cevabını alır. Seçim zamanı partileri başarısına göre ödüllendirir yada cezalandırırsınız. Bu ayrı bir konu ama şimdi elimizi taşın altına koyma zamanıdır.
LÜTFEN!..
Lütfen çevrenizde, mahallenizde, iş yerinizde, bulunduğunuz her ortamda terör ile ilgili olabilecek her konuyu, şüpheliyi ya da suçu gecikmeden bize yada resmi kurumlara bildirin. Unutmayın sizin önemsiz gördüğünüz bir küçük bilgi kırıntısından bile bugüne kadar binlerce olay aydınlatılmıştır. Bu sebeple devletin güvenlik güçlerine yardımcı olun.
Bize ileteceğiniz tüm ihbarları mutlaka değerlendiriyor ve ilgili kurumlar nezdinde takibini yaparak sonuçlandırıyoruz. Resmi kurumlara iletmekten çekiniyor yada imtina ediyorsanız bize de iletebilirsiniz. İstemeniz halinde adınız ve iletişim bilgileriniz kesinlikle gizli tutulacaktır."
[Kaynak: ÖZEL BÜRO İSTİHBARAT; Telegram adresimiz : @ozelburoistihbarat /// telegram.me/ozelburoistihbarat & Whatsapp İhbar Tel. No : 90-539-570-2295
[publicize twitter] [publicize facebook] [category duyuru]
[tags DUYURU, TÜRKİYE, İSYAN, KALKIŞMA] -- 

6 Şubat 2016 Cumartesi

MHP, Ne vakit, vesayetten kurtulup tekrar "Milliyetçi Hareket" Partisi olabilecek acaba!..

MHP'de Büyük ŞOK ve Derin İnfial... 
Partinin Sahibi 
Devlet Bahçeli'yi içeriden vurdular!..
Aslında muhalefetin bu kadar ileri gideceği ve Mahkemeye başvurabileceği hiç kimse tarafından tahmin dahi edilmiyor ve beklenmiyordu bile... Ama beklenmeyen oldu. Yandaşların deyimi ile Devlet Bahçeli'yi içeriden vurdular! Kalp ameliyatı sonrası gündemden uzak duran Bahçeli'ye karşı üç muhalif isim 16 il başkanının imzasıyla bu kez de "Büyük Kongreyi toplamak, gerekirse Kayyum tayin ettirmek ve/veya önerilen isimleri çağrı heyeti olarak görevlendirmek üzere" mahkemeye başvurdu.  
MHP'de Devlet Bahçeli'ye bayrak açan muhalifler harekete geçti. 
Bir süredir açıkça mücadele eden ve Devlet Bahçeli vesayetine karşı hukukun içinde mücadele eden Genel başkan adayları Sinan Oğan, Meral Akşener ve Koray Aydın'ın avukatları partinin olağanüstü kurultaya götürülmesi talebiyle dava açtı. Muhalefetin 14 sayfalık dava dilekçesinde, Bahçeli'nin, haksız ve keyfi olarak "kongreye gitmeyeceğim" açıklamalarını delil göstererek ortak hazırladıkları dilekçeyle, Sulh Hukuk Mahkemesine dava açtılar. Dilekçede bir Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesinin de olması dikkat çekti. Muhaliflerin Sulh hukuk Mahkemesi'ne sundukları 14 sayfalık dava dilekçesinin ayrıntıları belli olmaya başladı. Dava dilekçesinde muhalifler, MHP (Milliyetçi Hareket Partisi) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "partiyi kongreye götürmeyeceğim" açıklamalarına dayanarak mahkeme heyetinden kongre sürecini başlatmasını istedi. 
"BAŞKA YOL KALMADI" 
Dava dilekçesinde Trabzon, Denizli, Kilis, Bilecik, Kırıkkale, Ardahan, Bayburt, Elazığ, Samsun, Sivas, Tekirdağ, Tokat, Nevşehir, Uşak, Çorum ve Gümüşhane il başkanlarının da imzaları bulunuyor. Muhalefete yakın kaynaklar, MHP Genel Merkezi'nin kongre talebini kabul etmediği, bizzat Bahçeli'nin de bunu tekrar ettiğini belirterek, "kongre için dava dışında herhangi bir yol kalmadı" yorumunda bulundu. Bunun üzerine Sinan Oğan, Meral Akşener ve Koray Aydın'ın avukatları Sulh Hukuk Mahkemesine dava açtı. Dava dilekçesinde bir dönem MHP'nin YSK üyesi ve parti avukatı olan Kürşat Ergün'ün (sol baş) de ismi yer alıyor. 
BAHÇELİ İÇERİDEN YIKILDI 
Bu arada muhalefetin mahkemeye verdiği 14 sayfalık dava dilekçesinde, partiyi kongre sürecine götürecek (bir anlamda Kayyum görevi yapması istenen) isimlere de yer verildi. Buna göre mahkemenin kongre kararı alması halinde, bir dönem Bahçeli'ye çok yakın olduğu bilinen isimler partiyi kongre sürecine götürecek. 
ÇAĞRI HEYETİ 
OLARAK ÖNERİLENLER
Aksaray İl Başkanı Ayhan Erel, MHP Kurucular Kurulu üyesi Ali Sağır ve Bursa Üst Kurul Delegesi Mehmet Bilgiç'in çağrı heyeti "asil üyesi", MYK Yedek Üyesi Turan Yaldır'ın ise "yedek üyesi" olarak belirlenmesi istenen dilekçede, şunlar kaydedildi: "Adı geçen kongre üyeleri, parti tüzük ve programına hakim, hem parti içi geçmişleri, hem mevcut görevleri itibariyle anılan sorumluluğu hakkıyla yerine getirebilecek konumdadırlar. Ayrıca söz konusu görevi yerine getirmek üzere istekleri bulunmaktadır." 

2 Şubat 2016 Salı

DİKKAT!... [Kifayetsiz muhterisler yüzünden] Türkiye ve Rusya savaşın eşiğinde...

Rus uzman: Türkiye ve Rusya savaşın eşiğinde
Ankara-Moskova hattında hafta sonunda yaşanan hava sahası ihlali tartışması, tarafların karşılıklı sert açıklamalarıyla daha da büyüdü. Rus uçaklarının hava sahası ihlalinde bulunduğuna ve bu ihlalin sürmesi durumunda Moskova yönetiminin cezalandırılacağını açıklayan Ankara’ya, Rusya yönetimi adeta kulak tıkadı. “Hava sahası ihlalinde bulunmadık” diyen Moskova yönetimin hem NATO hem de Amerika yalanlanması dikkat çekti. ABD ve NATO’dan gelen “Moskova yönetimi sorumlu davranmalı” çağrılarının yerini bulup bulamayacağı tartışması bir yana Rusya’nın önümüzdeki dönemde neler yapabileceği ve Ankara’nın nasıl bir pozisyon alması gerektiği konusu değerlendirilmeye başlandı.
“Sıcak harekat sinyalleri”
DW Türkçe’nin Rusya’nın manevralarının ne anlama geldiğine ilişkin sorusunu yanıtlayan emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş, Türkiye’nin NATO’yla birlikte hareket etmesinin de önemine dikkat çekti. Rusya’nın bir güç gösterisi içinde olduğu tespitini yapan Karakuş şöyle konuştu:“Türkmendağı Bölgesi, Esad ve Rusya'nın eline geçti. Rusya, Fırat'ın batısında güvenli bir bölge kurmak isteyen Ankara'ya geçit vermemeye çalışıyor ve 'Elinizdeki Türkmendağı Bölgesi'ni de bitirdim. Daha da ilerleyemezsiniz' mesajıyla şov yapıyor. Türkiye, NATO'yla ortak hareket ederek haklı zeminini güçlendirdi. Türkiye'nin hemen ardından NATO'dan ve ABD'den Ankara'nın tezlerini destekler nitelikte açıklamalar gelmesi de Rusya'nın kendi başına hareket ettiğini gösterdi. Rusya, 'Suriye'de ilerlemekten vazgeçmeyeceğim. Burası benim' mesajı vererek aslında sadece Türkiye'ye değil tüm dünyaya meydan okuyor. Rusya önümüzdeki dönemde de Türkiye'nin güvenli bölge kurmak istediği yerlere doğru ilerleyecek ve sıcak harekat yapacak. PYD'yle işbirliği de tüm bu olacakların bir göstergesi. Ankara 'hava sahamı ihlal ettin' diyor, Rusya yalanlıyor. Bu tartışmaya aslında hiç girmemek ve NATO kayıtlarını kanıt olarak göstermekte fayda var. Türkiye'nin ve NATO'nun bu noktada ilerlemesi de dikkat çekiyor.”
“Türkiye şov kurbanı olmamalı”
Türkiye'nin daha önce Rusya'yla ekonomik-siyasi başta olmak üzere çok iyi işleyen bir işbirliği ve diyaloğu olduğunu hatırlatan Karakuş, Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesiyle birlikte ortaya ‘kanlı bıçaklı taraflar çıktığını’ söyledi. Karakuş, Türkiye’nin bu süreçte çok temkinli davranmasının önemine dikkat çekti: “Uçağın düşürülmesinden sonra gerekli dersleri alan dahası Rusya bomba atmadıkça saldırganlıktan uzak durması gerektiğini öğrenen Türkiye'nin bu kez daha temkimli ilerlediğini görüyoruz. Siyasi açıklamalardan çok uygulamalara bakmak gerekiyor bu noktada. Başbakan Davutoğlu'nun "gerilimi tırmandırmayacağız" açıklaması bu noktada çok önemli. Rusya, kendi şovunu yapabilir ama Türkiye bu şovun kurbanı olmamalıdır ve keskin çıkışlardan kaçınmalıdır” Bu süreçte BM’nin de daha aktif hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Karakuş, Cenevre müzakerelerinin tüm tarafların beklentilerini karşılayacak şekilde güçlendirilmesinin önemine vurgu yaptı. Karakuş, “Bugün dünyada tam da 2. Dünya Savaşı'ndan önceki durum yaşanıyor. BM görevlerini yerine getirmediği için kaba güçler, kaba devletler birbirlerine karşı şov yapıyor. Ve sonuçta Ortadoğu'daki yangın yaşanıyor. Suriye bugün kendi halkı dahil tüm dünya için bir savaş alanına dönmüşse BM aktif olamamasının da bunda büyük payı var” dedi.
“İki ülke savaşın eşiğinde”
Rus askeri uzman Alexander Golz da DW Rusça Servisi’nin sorularını yanıtladı. Golz, NATO’nun savaştan özellikle kaçınmasına karşın Moskova ile Ankara arasındaki gerginliğin tırmanmasını ‘tehlikeli’ olarak gördüğünü söyledi ve “Rusya ve Türkiye bugün bir savaşın eşiğindedir” ifadesini kullandı. Türkiye ve Rusya’nın bir yerel askeri çatışmaya girişebileceğine dikkat çeken Alexander Golz, “Ancak gerilimin boyutlarının daha da tırmanmasıyla birlikte ihtilafın yerel düzeyde sınırlı kalmaktan çıkmasından endişe duyuyorum” dedi.
Türk hava sahasının ihlal edilip edilmediği konusunda kesin yargıda bulunmanın güç olduğunu anlatan Golz, “Gerek Rusya gerekse Türkiye tarafı, gerçekleri savundukları görüş doğrultusunda düzeltmekte sakınca görmüyor” diye konuştu. Alexander Golz, ABD’nin ortaya koyduğu kanıtlarla birlikte tartışmasız bir şekilde Ankara’nın yanında durduğuna da vurgu yaptı. Golz, Ankara’nın Rus uçağını düşürdüğü zamanı hatırlatarak “O zamanki olaya kıyasla NATO ve ABD; çok daha sert ve kararlı tepkiler verdiler, açık bir şekilde Ankara’ya destek çıktılar. Anlaşılan Ankara, müttefiklerini ikna edip, desteklerini güvence altına alabilmek için sıkı çalışmış” değerlendirmesini yaptı. Golz, Moskova’nın Ankara’yla yaşadığı ihtilafı Karadeniz’e taşıma niyetinin olmadığını da dile getirdi.
[Ulusal Haber & Ulusal Ajans, 02 Şubat 2016-Ankara]
Ha gayret, Ruslarla savaşmaya az kaldı!
Bülent ESİNOĞLU
Rus düşmanlığını körüklemeyi vatan savunması sanan bir kesim var. Düşman yaratma ve düşman sahibi olmada, oldukça mahirler.
Ah bir de gerçekten düşmanımız kim, dostumuz kim, onu belirleseler yüreğim yanmayacak.
Ortada hiç dostumuz (onlara göre ABD dost) kalmamış, bu durumda, kalkıp Rusya ile savaşacak zemin arıyorlar.
PKK’yı başımıza bela eden, yedirip içiren, silahlandırıp üzerimize salan Amerika iken, nasıl oldu bilinmez, Ruslarla karşı karşıya geldik. Amerika canımız ciğerimiz oldu. Canımız ciğerimiz Amerika, Rus uçağının Türkiye sınırlarını ihlal ettiğini bizden önce tespit edip bize bildiriyor. Erdoğan 30 Ocak 2016 tarihinde yaptığı bir televizyon açıklamasında,” Rus uçağının sınırımızı ihlal ettiğini, bizden önce NATO tespit etti. Onlar da, takip ediyorlar.”
Ruslar anında cevap veriyorlar. “Uçaklarımız Türkiye sınırını ihlal etmedi. Bu haber sadece propaganda amaçlıdır” 24 Kasım 2015 tarihinde, tarafımızdan mı, yoksa Amerika tarafından mı düşürüldüğü tartışma konusu olan, bu düşürme olayından sonra, Rusya ile Türkiye arasında ipler koptu. Rus düşmanlığını körükledikçe, bir tek sonuç ortaya çıkıyor. Daha fazla Amerikan kucağı…
Peki, biz iç cephede kiminle savaşıyoruz? Amerika’nın ülkemiz içinde manipüle ettiği PKK ile savaşıyoruz. Peki, iç cephemizi düzene sokmadan, dış cephede, Rusya gibi bir düşman daha yaratmamız hangi aklın icabıdır? Rusya Suriye’de El-Nusra’yı vuruyor diye çok kızıyoruz. Elin ülkesinde terör yaratan gurupları doğrudan veya dolaylı olarak arkalamak bizi bu çıkmazlara sürüklüyor.
Bakın, Erdoğan dünkü, Batıya ve Rusya’ya yönelik konuşmasında ne söylüyor?
“PYD, DAEŞ ile savaşıyor diye, PYD terör örgütü değildir diyorsunuz. El-Nusra da DAEŞ’e karşı savaşıyor. Neden El-Nusra’yı terör örgütü sınıfına koyuyorsunuz?
Gerçekte ne düşündüğünü bize net bir şekilde anlatan cümle; Neden El-Nusra’yı terör sınıfına dâhil ediyorsunuz?
Bu cümle; 2011 Mart’ından bu yana, Suriye siyasetimizi,  en açık şekilde ifade eden bir açıklamadır. Rusya ve Amerika, İslami terör örgütlerini yok etmekte anlaştılar. Buna El- Nusra da dâhil. Ve Rusya El-Nusra’yı ( içinde İhvan yanlısı Türkmenler var) vurunca, bizde bir yaygaradır gidiyor. Rusya sivilleri vuruyor diye… Son sınır ihlali konusuna, bu çerçevede bakmak gerek. Gerek Amerika’nın Türkiye içinde ki uzantıları, gerekse, durumdan vazife çıkararak, yeni düşmanlar üretme iştahı neyin nesidir?
Son birkaç yıldır düşünüyordum. Mevcut iktidar içeride iktidarını sürdürmek için,  yarattığı gerilimi yeterli bulmadı ki, şimdilerde de dış odaklı gerilimler yaratıyorlar. Şu bir gerçektir ki, içeride gerilim yaratarak iktidarı pekiştirmek, bir noktaya kadar belki kabul edilebilir. Ancak bunu Ruslarla savaş noktasına gelecek şekilde sürdürmek bizi bir felakete götürebilir.
Bu savaş çığırtkanları sanmasın ki, Amerika veya Batı Türkiye için Rusya ile savaşı göze alır. Suriye’den giden üç kişiye katlanamayan emperyalist odaklar, Türkiye’den gelecek on milyonları nasıl barındıracaklar? Osmanlı da “alçalma döneminde” kendini büyük devletler ile hesaplaşırım sanmıştı.
Başka bir mesele daha var. Bu savaş çığırtkanları, ABD, Afganistan, Irak, Yugoslavya Libya gibi yerleri işgal ederken, Haçlı Seferleri akıllarına gelmiyordu. Ne zaman ki Rusya Suriye’ye geldi, başladılar Haçlı orduları hikâyesi anlatmaya. Ne hikmetse, bu Haçlı Ordularına Amerika’yı bir türlü dâhil etmezler. Onlar için Haçlı Orduları Ortodoks Ruslardan ibarettir.

1 Şubat 2016 Pazartesi

PALYATİF TEDBİRLER PAKETİ; Lütuf, ulûfe ve iane kabilinden!. Emek-yoğun yatırım, istikrarlı kalkınma-yerli üretim ve adaletli dağıtım ilkesinden yoksun, kısa vadeye özgü çıkarperest bir tasarruf

BİR YILLIK MAAŞ DEVLETTEN
Torba yasayla toplumun çeşitli kesimlerine sağlanacak avantajların devlete maliyeti 10 milyar liraya ulaşıyor.
TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen ve Cumhurbaşkanı Tayyip Eroğan'ın onayının ardından Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girecek torba yasayla toplumun çeşitli kesimlerine sağlanacak avantajların devlete maliyeti 10 milyar liraya ulaşıyor. Düzenlemeler arasında işbaşında eğitim gören gençlerin maaşların bir yıl boyunca İşsizlik Sigortası Fonu tarafından karşılanması da yer alıyor. Halen bu süre 6 ay olarak uygulanıyor. İşbaşı eğitim programı çerçevesinde işe alınan işçilere Fon'dan aylık bin 300 lira ödenecek. 2015 yılı işbaşı eğitim programından 159 bin kişi yararlandı, 2016'da bu rakamın 200 bine çıkacağı tahmin ediliyor. 2015 yılında işbaşı eğitim programına katılanlar için 1 milyar 328 milyon lira maaş ödendi. Sayının 200 bine çıkması durumunda, bir yıllık süreyle ödeme yapılacağı için maliyet 3 milyar 339 milyon lira olacak.
1 İŞÇİ ÇALIŞTIRANA DA % 6 PRİM TEŞVİKİ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yaptığı tespitlere göre, işbaşında eğitim gören gençlerin yaklaşık yüzde 50-60'lık kısmı, 4-4.5 ay içerisinde daimi olarak işe yerleşiyor. İşbaşında eğitim programından yararlanmak isteyen gençlerin Türkiye İş Kurumu'na (İŞKUR) başvurmaları gerekiyor. İşbaşında eğitim programı çerçevesinde işverenlerin yapacağı harcamalar da vergi matrahından düşürülerek ilave destek sağlanıyor. Ayrıca, programı tamamlayan gençleri 3 ay içerisinde işe alan işverenden, 42 aya kadar işveren sigorta primi alınmıyor. 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe giren, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen 51 ilde uygulanmakta olan yüzde 6 oranındaki işveren sigorta primi muafiyetinin kapsamı genişletildi. Bundan böyle, 1 işçi çalıştıran işveren dahi yüzde 6 prim teşvikinden yararlanacak. Halen 197 bin 649 işyeri 479 bin işçi için bu teşvikten yararlanıyor. Kapsamın genişlemesiyle bu sayı artacak.
POLİS VE UZMAN EK GÖSTERGELERİ TORBA İLE ARTTI
Polis, uzman erbaş ve uzman jandarmaların ek göstergeleri 2.200'den 3.000'e çıkartıldı. Uzman erbaşlar 1. dereceye kadar yükselebilecekler, başka kamu kurumları için ise 7 yıl beklemeleri gerekecek. Emniyet hizmetleri sınıfı kadrolarında görev yapanlara verilen emniyet hizmetleri tazminatı yüzde 25 artırılacak. Bu düzenlemeden 96 bin uzman erbaş ve jandarma ile 361 bin aktif ve emekli emniyet görevlisi yararlanacak. Tazminat düzenlemeleri emniyet mensuplarının maaşlarında 152 TL ile 707 TL arasında artış sağlayacak.
EMEKLİ ESNAF DESTEK PRİMİ ÖDEMEYECEK
Emekli olduktan sonra esnaflık yapan ve sayıları 600 bine yaklaşan sigortalı, daha önce yüzde 15'ten yüzde 10'a düşürülmüş bulunan Sosyal Güvenlik Destek Primi'nden tümüyle kurtuldu. SSK, Bağ-Kur veya Emekli Sandığı'ndan emekli olduktan sonra esnaflık yapanlar, mart ayından itibaren destek primi ödemeyecekler. Böylece bunların emekli aylıklarından her ay kesilen yüzde 10 oranındaki destek primi artık ceplerinde kalacak. Bu düzenleme de hükümetin seçim vaatleri arasındaydı.
MUHTARIN GÖZÜ RESMİ GAZETE'DE
Muhtarların net bin lira olan maaşları bin 300 liraya yükseltildi. Muhtarlar, yasa Resmi Gazete'de 14 Şubat'a kadar yayımlanırsa şubatta, sonra yayımlanırsa mart ayında zamlı maaş almaya başlayacaklar.
TORBA YASADAN KİMLER YARARLANACAK?
Muhtarlar: Yıllık 185 milyon lira., Emekli esnaf: Sosyal Güvenlik Destek Primi'nin kaldırılmasıyla 1 milyar lira. Gençler:2 yıl GSS prim muafiyetiyle 942 milyon lira., İşbaşında eğitim: 3 milyar 339 milyon lira., Yüzde 6 işveren teşvikinde 10 işçi koşulunun kaldırılması: 780 milyon lira. Doğum sonrası yarı zamanlı çalışma hakkı: 654 milyon 658 bin lira., Yem ve gübrede KDV muafiyeti: 1 milyar 850 milyon lira.
GENÇ GİRİŞİMCİ 3 YIL VERGİDEN MUAF
İlk defa kendi işini kuran 29 yaşından küçük girişimcilere, üç yıl süreyle vergi kolaylığı sağlanacak. Kazançlarının 2016 yılı itibarıyla 12 bin 600 liralık kısmı üç yıl vergiden muaf tutulacak.
YEM VE GÜBREDE KDV AVANTAJI
Çiftçileri desteklemek amacıyla yemde yüzde 8, gübrede ise yüzde 18 olan KDV oranı sıfırlanacak.
KÜÇÜK ESNAFA VERGİ MUAFİYETİ
Kazançları basit usulde vergilendirilen esnafın yıllık 8 bin liraya kadar olan kazançlarından vergi alınmayacak.
GENÇLERE HARÇSIZ PASAPORT HAKKI
Öğrenimleri devam eden gençlerden 25 yaşına kadar pasaport harcı alınmayacak.
MEZUN GENÇTEN 2 YIL GSS PRİMİ ALINMAYACAK
Lise ve üniversiteden mezun olan gençlerden iki yıl süreyle Genel Sağlık Sigortası (GSS) primi alınmayacak. Bu dönemde primler devlet tarafından karşılanacak. Okulu bitirdikten sonra henüz iş bulamayan gençlerin kâbusu olan Genel Sağlık Sigortası'nda (GSS) 2 yıllık kolaylık sağlandı. Torba yasa, okuldan mezun oldukları halde işe giremedikleri için sağlık hizmetinden yararlanamayan 517 bin gence iki yıl zaman kazandıracak. GSS sistemine göre, lise ve dengi öğrenim gören gençler 20 yaşına; üniversite öğrenimi görenler ise 25 yaşına kadar aileleri üzerinden sağlık hizmeti alabiliyorlar. Anne babaları herhangi bir işte çalışmayan gençler ise ebeveynlerine sağlanan "yeşil kart" hakkından yararlanabiliyorlar.
SAĞLIK HİZMETİ ALAMIYORLAR
Fakat, okulu bitirdikleri andan itibaren, işsiz olsalar bile ailelerinin ekonomik durumuna göre GSS primi ödemek zorunda kalıyorlar. Örneğin anne babası memur olan tek çocuklu bir ailenin çocuğu üniversiteyi bitirdikten sonra işe girmemişse aylık 395 lira dolayında prim borcu ile karşı karşıya kalabiliyor. Kimin ne kadar prim ödeyeceği gelir testi ile belirleniyor. Teste girmeyenlerde haberleri bile olmadan aylık 395 lira üzerinden borçlu durumuna düşüyorlar. Prim borcunu ödeyemeyenler Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) sağlık hizmeti alamıyorlar. Yasa değişikliğiyle, lise veya üniversiteden mezun olan gençlerin, mezun oldukları tarihten itibaren 2 yıl süreyle GSS primleri devlet tarafından karşılanacak. Bunlardan 2 yıl boyunca GSS primi alınmayacak. Sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanabilecekler.
BORÇLARIN SİLİNMESİ 2. PAKETLE OLACAK
Ancak, 2 yıllık prim muafiyeti için de üst sınır lise mezunlarında 20 yaş, üniversite mezunlarında da 25 yaş olacak. Çift dikiş atarak okulunu uzatan gençler mezun oldukları tarihte bu yaş limitlerini doldurmuşlarsa 2 yıllık prim muafiyetinden yararlanamayacaklar. Halen 5 milyonu aşkın gencin SGK'ya 9 milyar lira dolayında GSS prim borcu bulunuyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu 1 Kasım seçimleri öncesinde gençlerin bu prim borçlarının silineceği müjdesini verdi. Hükümet GSS sistemiyle ilgili geniş kapsamlı bir değişikliğe hazırlandığı için, borçların silinmesine ilişkin düzenleme, bir sonraki paketle TBMM gündemine gelecek.
GENÇLERE 30 HAZİRAN'A KADAR BORÇ SORULMAYACAK
SGK'ya GSS prim borcu bulunanlar normalde sağlık hizmetinden yararlanamıyorlar. Ancak, seçim vaatleri kapsamında, gençler hakkında 30 Haziran 2016 tarihine kadar prim borcu sorgulaması yapılmayacak. Borçlu gençler bu tarihe kadar Sağlık Bakanlığı ve devlet üniversitelerine ait hastanelerde verilecek sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanabilecekler. (Kaynak: Ulusal Haber & Ulusal Ajans, Editör: ADMİN)