26 Ekim 2015 Pazartesi

Son Dakika Haberi: Diyarbakır’da şiddetli çatışma…

Son Dakika Haberi: 
Diyarbakır’da dehşet ve şiddetli çatışma…
(Media Watch – TurkshForum)
Diyarbakır’da terör örgütü IŞİD’e yönelik düzenlenen operasyon sırasında yaşanan çatışmanın şiddeti, operasyonun sona ermesinin ardından ortaya çıktı
AA’nın haberine göre öldürülen 7 ve gözaltına alınan 12 IŞİD’li arasında yabancı uyruklu yok.
Diyarbakır’da polisle çatışmaya giren teröristlerin bazılarının ‘canlı bomba’ eylemlerine hazırlandıkları iddia edildi.
Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde terör örgütü DAEŞ’e yönelik operasyonda, ölü ele geçirilen terör örgütü mensuplarının kimliklerini tespit etme çalışmaları sürerken, örgüt evlerinin çevresine yerleştirilmiş olan bazı patlayıcılar imha edildi.
KİMLİKLERİ TESBİT EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Terör örgütü DAEŞ’e yönelik operasyonun ardından Terörle Mücadele, Olay Yeri inceleme ve Özel Harekat şubelerine bağlı polislerin, çatışmaların yaşandığı evlerdeki inceleme ve araştırması sürüyor. Çatışmada ölü ele geçirilen ve cesetleri halen olay yerinde bulunan terör örgütü mensuplarının kimliklerinin tespit edilmesine çalışılıyor.
EVİN ETRAFINA PATLAYICI YERLEŞTİRMİŞLER
Bomba İmha Şube Müdürlüğüne bağlı uzman polisler, teröristlerin kullandıkları evlerin çevresine yerleştirilmiş olan patlayıcıları imha etti.  Bu arada, güvenlik güçleriyle teröristler arasında çatışmanın yaşandığı 3 evin kapı, duvar ve camlarına isabet eden kurşun izleri saatlerce süren çatışmanın boyutunu da gözler önüne serdi. Yangın çıkan bir evin tamamen kullanılamaz hale geldiği görüldü.
‘NADİREN DIŞARI ÇIKIYORLARDI’
Mahalle sakinleri ise evlerde oturanların nadiren dışarı çıktığını ve mahalleliyle görüşmemeye özen gösterdiklerini belirterek, çatışmaların yoğunluğu sebebiyle korktukları için evlerinden dışarı çıkamadıklarını söylediler.  Kayapınar ilçesinde sabah saatlerinde düzenlenen operasyonda DAEŞ mensupları ile polis arasında çıkan çatışmada polis memurları Gökhan Çakıcı ve Sadık Özkan şehit olmuş, 5 polis memuru da yaralanmıştı. Operasyonda 7 terörist etkisiz hale getirilmiş ve 12 örgüt mensubu da gözaltına alınmıştı.
İKİNCİ HÜCRE EVİNDEN ATEŞ AÇILDI
Çatışmayla ilgili detaylar ortaya çıkıyor. Buna göre Huzurevler Mahallesi’ndeki 53’üncü Sokak’taki hücre evine polislerin girişi sırasında teröristler tuzakladıkları bombayı patlattı, ardından polisle çatışmaya girdi. Bu sırada 47’inci sokak üzerindeki ikinci hücre evinden de polislere uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Bölgedeki çatışma 2 sokak üzerinde yoğunlaştı.
Olay yeri inceleme ekiplerinin detaylı çalışma yaptığı evlerde çok sayıda bomba, otomatik silahlar, bomba yapımında kullanılan malzemeler ele geçirildi. Yetkililer, kentte IŞİD’e yönelik operasyonların sürdüğünü belirtti.
SEÇİM ÖNCESİ SALDIRI İDDİASI
Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesindeki operasyonda  etkisiz hale getirilen IŞİD üyesi teröristlerin, 1 Kasım’da yapılacak seçim öncesi bölgede sansasyonel saldırı  gerçekleştirmeyi planladığı iddia edildi. Teröristlerden birinin üzerinde bomba düzeneği bulunduğu bildiriliyor.
ARALARINDA YABANCI UYRUKLU YOK
Etkisiz hale getirilen 7 terörist ile yakalanan 12 örgüt mensubu  arasında yabancı uyruklu yer almazken, bu kişilerin Suruç, Diyarbakır ve  Ankara’daki saldırılarla bağlantıları olup olmadığı araştırılıyor.
İŞTE O ÇATIŞMANIN YAŞANDIĞI EV
BUGÜN NELER YAŞANDI?
Diyarbakır’ın merkez Kayapınar İlçesi’nde IŞİD’li teröristlere ait olduğu belirlenen bir eve polis ekipleri tarafından sabaha karşı operasyon düzenlendi. İki ayrı adreste devam eden ve saatlerce süren çatışmada  2 polis memuru şehit olurken, IŞİD’e üye 7 terörist ölü ele geçirildi. Operasyonlar 12 IŞİD’li sağ olarak yakaladı.
BAHÇELİ EVE TUZAK KURMUŞLAR
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ekipleri, kentte IŞİD’li teröristlere yönelik yaptığı çalışma ardından bugün saat 03.00’den itibaren daha önceden belirlenen 17 ayrı adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında timler merkez Kayapınar İlçesi’nin Huzurevler Mahallesi 53’üncü Sokak üzerindeki bahçeli ve müstakil bir eve de girdi. Teröristler, polis ekiplerinin girdiği evin bahçesinde daha önceden tuzakladıkları patlayıcıyı infilak ettirdi.
Şiddetli patlamada Özel Harekat Şubesi’nde görevli 6 polis memuru yaralandı. Yaralı polisler, çağırılan ambulanslarla hastanelere sevk edildi. Ancak, durumu ağır olan polis memurları Gökhan Çakıcı ve Sadık Özkan kurtarılamayarak şehit oldu. Operasyonlar kapsamında yaralanan toplam 5 polis, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi altına alındı.
Patlama ardından IŞİD’lilerin bulunduğu evden polis ekiplerine otomatik silahlarla ateş açıldı. Polisin de karşılık vermesiyle çıkan çatışmalar saatlerce sürdü. Polisin güvenlik nedeniyle giriş ve çıkışlara kapattığı sokakta silah ve patlama sesleri duyuldu. Çatışmalarda IŞİD’e üye 7 terörist öldürülürken, 12 IŞİD’li de sağ olarak yakalandı. Yakalanan teröristler Emniyet Müdürlüğü’ne götürülerek sorguya alındı.
BUBİ TUZAKLARI PATLATILDI
Operasyon sırasında koçbaşı ile kapı açılırken teröristlerin bubi tuzaklarını patlattığı, polislerin bu şekilde şehit olduğu ortaya çıktı.
Diyarbakır’da bu sabah gerçekleşen operasyonu değerlendiren Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “İki şehit polis arkadaşımıza Allahtan rahmet diliyorum. Cuma gününden itibaren takip edilen, istihbarat paylaşımı sonucu ortak operasyonuyla bu sabah saatlerinde operasyon başlatıldı. Maalesef rutin aramalarda koçbaşı ile kapı açılırken beklenmedik bir şeyle karşılaştı. Bubi tuzakları patlatılarak iki polis arkadaşımız şehit oldu. Allah rahmet eylesin. Bu çerçevede yaklaşık 3-4 evde devam eden operasyonlarda 7 IŞİD militanı öldürüldü, 12 tanesi sağ olarak ele geçirildi. İki şehidimiz dışında 5 yaralı polisimiz var. Operasyon aslında kapsamlı bir operasyon.
KİMLİKLERİ MERAKLA BEKLENİYOR
Bu grupla ilgili başka şehirde bağlantıları çıkarılmaya çalışılıyor. Kimlik tespiti yok ama ilerleyen saatlerde netleşecektir. Ölenler içerisinde ne kadar Türk, ne kadar dışarıdan insan var bunları tespit edeceğiz. Önemli bir operasyondu, başarılı devam etmesi planlanıyordu. Önemli bir IŞİD grubu bulunup etkisiz hale getirilmiştir. Maalesef iki kardeşimizin şehit olması bizi acıya boğdu” diye konuştu.
VALİLİK AÇIKLAMA YAPTI: ÇOK SAYIDA SİLAH BULUNDU
Valilikten yapılan açıklamada, şöyle denildi: “Diyarbakır’da DAEŞ terör örgütü mensuplarının yakalanmasına yönelik 26.10.2015 günü sabah saatlerinde çok sayıda ev ve işyerine eş zamanlı olarak operasyon düzenlenmiştir. Kayapınar İlçesi Huzurevleri Mahallesi’nde bir adreste çatışma çıkmış, çatışmada polis memurları Gökhan Çakıcı ve Sadık Özkan şehit olmuştur. Devam eden çatışmada 5 emniyet mensubu yaralanmış, tedavileri kaldırıldıkları hastanelerde devam etmekte olup, hayati tehlikeleri bulunmamaktadır. Düzenlenen operasyonda 7 terörist etkisiz hale getirilmiş ve 12 örgüt mensubu yakalanarak gözaltına alınmıştır. Ayrıca yapılan aramalarda çok miktarda silah, mühimmat ve örgütsel doküman ele geçirilmiştir.
ŞEHİT POLİSLER MEMLEKETLERİNE UĞURLANDI
Diyarbakır’da bugün sabah saatlerinde IŞİD terör örgütüne yönelik olarak 17 adreste eş zamanlı olarak düzenlenen operasyonda şehit düşen özel harekat polisleri 35 yaşındaki Sadık Özkan ile 22 yaşındaki Gökhan Çakıcı için Emniyet Müdürlüğü önünde uğurlama tören düzenlendi. Törene Vali Hüseyin Aksoy, 7’inci Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz, Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, Emniyet Müdürü Adnan Taşdan, askeri yetkililer ve şehitlerin silah arkadaşları katıldı.
55 GÜNLÜK ÖZEL HAREKATÇIYDI
Çatışmada şehit olan her iki polisin de ilk görev yarlerinin Diyarbakır olduğu belirtildi. Bekar olduğu öğrenilen şehit polislerden Sadık Özkan’ın 13 Aralık 1990 tarihinde Adana’nın Tufanbeyli İlçesi’nde doğduğu ve 7 Haziran 2011 tarihinde Aksaray Polis Meslek Yüksekokulu’ndan mezun olduğu öğrenildi. Özkan’ın mezun olduktan 1 gün sonra Diyarbakır Asayiş Ekipler Amirliği’nde göreve başladığı ve 3 ay sonra kendi isteği ile özel harekat kursuna katıldığı belirtildi. 2 Ocak 2012 tarihinden bugüne kadar Özel Harekat Şube Müdürlüğü’nde görev yapan Özkan’ın bugüne kadar çok sayıda operasyona katıldığı ve başarılarından dolayı birçok kez maaş taltifi ile ödüllendirildiği öğrenildi.
Çatışmada şehit olan diğer polis Gökhan Çakıcı’nın ise 24 Haziran 2014 tarihinde ilk görev yeri olan Diyarbakır Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde göreve başladığı öğrenildi. Çakıcı’nın 14 Mayıs 2015 tarihinde başladığı özel harekat kursunu tamamlayarak 2 Eylül 2015 tarihinde Özel Harekat Şube Müdürlüğü’nde göreve başladığı belirtildi,
OKULLAR TAHLİYE EDİLDİ 
Şiddetli çatışmalar nedeniyle operasyonun gerçekleştirildiği bölgedeki İçkale ve Huzurevleri ilkokulları tahliye edildi. Öğrenciler evlerine gönderilirken, sabah saatlerinde işyerlerini açmaya gelen esnaflar da kepenk açamadı.
CANLI BOMBA İDDİASI…
Öte yandan, operasyonun bir ihbar üzerine gerçekleştirildiği bildirildi. İddialara göre, dün öğlen saatlerinde 155’e operasyon bölgesinde bulunan bir caminin yakınlarında canlı bomba eylemi yapılacağı ihbar edildi.
Bunun üzerine harekete geçen polis, caminin yakınlarında belirlediği bir teröristi takibe aldı. Teröristin söz konusu hücre evine girdiğini gören polis, diğer örgüt mensuplarının da eve gelmesini bekledikten sonra saat 04.00’da operasyonun düğmesine bastı.

19 Ekim 2015 Pazartesi

Komşuda vahşet, dalâlet, insanlık düşmanlığı, ihanet ve hıyanet tırmanıyor!...

SURİYE “İNSANLIK DÜŞMANLARININ MEZALİM, KATLİAM, ALÇAKLIK VE KALLEŞLİK KISKACINDA"
Binlerce masum; Çocuk, bebek, genç, yaşlı, ihtiyar İnsan; vahşi saldırılar, azap, zulüm, işkence içinde kahroluyor, mahvoluyor; cinnet getirmiş lânetli caniler yüzünden cinayete kurban gidiyor, denizlerde boğuluyor, helak ve telef oluyor. 
Yeni göç dalgası kapıda…
BBC Türkçe'nin haberine göre Halep'in güneyinde şiddetlenen çatışmalar ve maruz kaldıkları insanlık dışı katliamlar, hayat damarlarının kesilmesi nedeniyle en az 70 bin kişinin evlerini terk ederek bölgeden kaçtığı belirtiliyor. Suriye Tıbbi Yardım Birliği Başkanı Zaydun Al Zoabi, ziyaret ettiği köy ve kasabalarda neredeyse hiç kimsenin kalmadığını, sivil halkın büyük bir vahşete maruz kaldığını aktardı. "Açık alanlarda binlerce insanı can havli, korku ve panik içinde kaçarken gördük. Bu olay çok yeni, en fazla son 72 saat içerisinde evlerini terk etmişler" diyen Zoabi, sayının en az 70 bin olabileceğini, giderek de artabileceğini ifade etti. Sahip oldukları her şeylerini bırakarak, dehşet içinde evlerini terk edenlerin yanlarında herhangi bir çadır, korunak ya da barınak sağlayacak bir şey olmadığını da ifade eden Zoabi, "Yanlarında yeterli gıda dahi yok. Rasgele yapılan bombardımanlar da tüm vahşet, şeamet ve şiddetiyle devam ediyor. Gökyüzünde ölüm kusan savaş uçaklarını ve helikopterleri gören siviller büyük korku içinde kaçışıyor" dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu da dün Halep çevresinde yoğunlaşan çatışmaların Türkiye istikametine yönelik yeni bir göç dalgasına yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunmuştu.
RUSYA HAVADAN, İRAN KARADAN DESTEK VERİYOR
Suriye ordusu, iç savaş öncesinde ülkenin en büyük ticaret merkezi olan Halep kentini muhaliflerden almak için geçen hafta kapsamlı bir harekât başlatmıştı. Halep harekâtına Rusya havadan, İran ve Lübnan Hizbullah ise karadan destek veriyor. Suriye devlet televizyonu, ordunun hafta sonu Halep'in doğusunda Irak Şam İslâm Devleti'nin etkili olduğu bölgelerde yeni bir cephe açtığını duyurmuştu. 30 Eylül'de Rusya'nın Suriye'deki hava saldırılarına başlamasından bu yana Suriye ordusu başta Humus ve Halep olmak üzere birden fazla cephede muhalif güçlere karşı eşzamanlı harekâtlara başlamıştı.
DAVUTOĞLU, HALEP VE YENİ GÖÇ DALGALARINA DİKKAT ÇEKMİŞTİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün Merkel'e birlikte düzenlediği basın toplantısında duruma dikkat çekmişti. Halep'e yönelik olarak son dönemde artan rejim saldırıları, DAEŞ saldırıları ve Rus hava operasyonları, Suriye'de mevcut İran kökenli milisler ve Hizbullah'ın ortak olarak neredeyse Halep'e yönelik baskısı sebebiyle yeni göçlerin gelmemesi için, bu göçlerin Suriye içinde tutulabilmesi için güvenli bir alan oluşması bir zarurettir bizim açımızdan. Özellikle Halep'e dönük olarak yapılan bu saldırılara karşı uluslararası toplumu buradan da bir kez daha bu vesileyle uyarmak istiyorum. Halep, Suriye'nin ikinci büyük şehridir. Halep'teki nüfusun büyük çoğunluğu son dört yıldır rejim baskısı altında zaten zor şartlarda yaşıyor. Özellikle Halep'e ve çevresine dönük hava operasyonları ve bundan güç bulan rejim saldırıları ve ayrıca DAEŞ'in de yine Halep'e dönük saldırıları bizi ciddi şekilde kaygılandırmaktadır. İdlib ve Halep civarındaki bu gelişmeler yeni göç dalgalarına sebebiyet verebilir. (Ulusal Ajans & Ulusal Haber, 19 Ekim 2015 Pazartesi)

9 Ekim 2015 Cuma

Hükümetin, adeta hoş görür gibi tolerans gösterdiği eşkıya ihanet ve şeamet içinde...

Terörist eşkıya'dan kalleşlik ve hain itiraflar: 
Halkı ve korucuları vurun suçu askere atın!..
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ardı ardınca yaptığı başarılı operasyonlarda, teröristlerin moralleri bozuldu. Teröristlerin birbirleri ile yaptıkları telsiz görüşmelerinde 'Halkı ve korucuları vurun askere suç atın' sözleri dikkat çekti.
Bölücü terör örgütünün ilk sözde Serhat Kantonunda (Ağrı-Iğdır-Kars-Erzurum-Ardahan bölgesi) güvenlik güçleri tarafından bozguna uğratılması telsiz konuşmalarına yansıdı.
Bölücü terör örgütü eşkıya’nın son dönemde Doğu Anadolu’da terör eylemlerini tırmandırdığı aslında dikkatli gözlerden kaçmıyordu. “Eşkıya, Ağrı, Kars-Kağızman, Iğdır, Doğubayazıt,  Ardahan, Göle ve Erzurum’un bir bölümünde faaliyetlerini artırıp sıkıntı oluşturmaya başlamış ve 2 Ağustos 2015 saat 03.00 sularında Doğubayazıt’ta meydana gelen saldırıyla doruk noktasına ulaşmıştı.
Kandil’deki terörist Cemil Bayık’ın en sıkı adamlarından olan sözde Serhat eyalet sorumlusu Yusuf Şek bölgeye kaydırılmış, terör eylemlerinin arttırılması için talimatlandırılmıştı. Bu kritik bölgede ve çizilen hatta sessiz sedasız Suriye kuzeyindekine benzer bir kanton bölge ilan etmeye hazırlanıyorlardı. Güvenlik ve istihbarat birimleri bölücü terör örgütünün ilan etmeye hazırlandığı “ilk kanton bölge” için şu önemli tespiti de yapıyordu:
“Ağrı’da Yusuf Şek’e yakınlığı ile bilinen bir şahsın Belediye Başkanı, sözde barışçıl yanlı tutumuyla algılatılmaya çalışılan ve AB’nin kendisini çok sevdiği bir bayanın buradan milletvekili seçtirilmesi tesadüf değil. Planları tutarsa bu iki şahsiyetten birini Kanton Başkanı olarak ilan edecekler. Ayrıca ilk sözde kantonun bu bölgede planlanmasının ardında Ermenistan’ın desteği ve bu ülkeden sağlanacak askeri ve eleman yardımı da var. Zaten Ermenistan’daki PKK kampları da bilinen gerçek.”
24 Temmuz 2015’ten sonra başlatılan Ağrı ve Tendürek operasyonları terör örgütünün bu hayallerini suya düşürdü. Çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiği bu operasyonlarda, verilen zayiattan öte güvenlik kuvvetlerinin ele geçirdiği önemli bilgi, belge ve malzemeler BTÖ’yü ve sözde eyalet sorumlusu Yusuf Şek'i ciddi şekilde rahatsız etti.
TERÖR ÖRGÜTÜ SORUMLUSU YAŞADIKLARI BOZGUNU BİR BİR İTİRAF EDİYOR
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ardı ardınca yaptığı başarılı operasyonlarda, teröristlerin moralleri bozuldu. Moral üstünlüğü tamamen Mehmetçik’te. Teröristlerin birbirleri ile yaptıkları telsiz görüşmelerinde ve raporlarında yaşadıkları bozgun ve hayal kırıklığı gözler önüne seriliyor.
Güvenlik birimlerinden alınan bilgilere göre, terör örgütünün Ağrı ve Tendürek Dağlarındaki sorumlusu (Sözde Serhat Bölge Sorumlusu) olan Yusuf Şek adlı terörist son günlerde güvenlik güçlerince gerçekleştirilen operasyonlarda bozguna uğradıklarını açıkladı. Yaşar kod adlı Yusuf Şek yakın çevresindeki örgüt mensupları ile yaptığı görüşmelerde, "Son dönemde özel eğitimli güvenlik güçlerinin Ağrı bölgesinde çok etkili operasyonlar yapmasından dolayı çoğu yerde darbe aldıklarını, çok kayıp verdiklerini, bunu yakın gelecekte telafi etmelerinin neredeyse imkansız olduğunu, planladıkları kırsal ve devrimci savaşına halkın yeterli desteği göstermediğini, örgütün talimatlarını yerine getirmekte duyarsız kaldıklarını ve özellikle son dönemde halkın büyük bir kesimi tarafından çok eleştirildiklerini, gelinen durumun kendilerinin ne kadar zayıf olduğunu ortaya çıkardığını ve halk desteği olmadan başarının imkansız olduğunu, yeniden bir ateşkes sürecine şiddetle ihtiyacı olduklarını, en azından kışa girerken bu ateşkesin yeniden toparlanmalarına imkan vereceğini, Merkez’e de bunu rapor ettiğini" dile getirmekte.
"HALKI VE KORUCULARI VURUN SUÇU ASKERE ATIN"
Ayrıca bizzat telsize şu ifadeler yansıdı: "…Başlangıçta halkımıza yumuşak şekilde yanaşın, kazanmaya çalışın. Bu çok önemli. Yok olmaz ise sessizce halledin ve askerin üstüne atın. Karşı gelenleri arabalarının içindeyken uzaktan indirin ve yine asker vurdu deyin. Sakın görüntü vermeyin (Bu cümlenin canlı kalkan olarak bölgeye gidenlere yönelik bir eylem tarzı olabileceği değerlendirilmektedir). Yol ortasında korucu vurmayın, halk buna da tepki verdi. Gerekirse uygun bir ortamda kimsenin görmediği bir yerde indirin ve mümkün olursa 'eşkıya’ye çalışıyordu. Askerler vurmuş' diyerek suçu askere atın sakın üstlenmeyin. Bu kadar adam kaybından sonra alanda etkili olmamız zor. Asker artık her yerde karşımıza çıkıyor. Dikkatli olun kayıp vermeyin. Bu nedenle herkes bölgesinde kış tertiplenmesine ağırlık versin. KCK illerde problemli, onlardan yardım beklemeyin, kendi kendinize yetecek tedbirleri alın." 
Yusuf Şek’in bu itirafları, yakınmaları Merkez tarafından ağır bir şekilde eleştirilmekte ve kendisinin elemanlarının başında bulunmayışı sorgulanmakta. Zira son dönemde güvenlik kuvvetlerince bölgede yürütülen operasyonlardan dolayı Türkiye içinde barınamamakta, sıkı sık İran’a geçmekte ve arada bir kısa süreli olarak Türkiye’ye gelmekte. Alınan son bilgiler Yusuf Şek’in Merkez tarafından görevinden azledileceği ve yargılanacağı yönünde.
SÖZDE ANA KARARGAHLARI YERLE BİR EDİLDİ
Ağrı ve Tendürek operasyonları sözde Serhat eyaletini çok zora sokmuştur. Gerek Ağrı’da gerekse Tendürek’teki sözde ana karargahları yerle bir edilmiş, büyük telsizleri ele geçirildi.
ÖRGÜTTEN GİZLİ HALKTAN ZORLA TOPLANILAN PARALARI GÖSTEREN DEFTER ASKERİN ELİNDE
Yusuf Şek’in örgüt adına diyerek gariban bölge halkından zorla toplayıp örgütten gizlediği paraları listelediği ve en yakınındaki bir iki kişiyle paylaştığı paraların dökümünü gösteren defteri asker ele geçirdi. Bu defter şu anda güvenlik kuvvetlerinin elinde ve Yusuf Şek’in korkulu rüyası.
ALT KADROLARDA MERKEZE İSYAN
Teröristler arasında büyük tartışmaların yaşandığı; yapılması planlanan operasyonlara bazı alt kadrodaki yönetici kesimin karşı çıktığı ve merkeze isyana gidecek ölçüde açıklamalarda bulunduğu telsiz görüşmelerinden net olarak anlaşılmakta. Yusuf Şek’in korkudan dolayı sözde birliklerinin başında bulunmayışı ve çoğu zamanını İran’a yakın bölgelere kaçıp personelini yalnız bırakması sebebiyle Yusuf Şek’in kontrolünde görev yapan iki üst düzey sözde komutanın kendi yakınlarındaki elemanlarıyla birlikte firar ettikleri duyumu çok güvenilir kaynaklardan alındı. 
***
LÜTFEN DİKKAT!.. YORUM EKLEMEK İÇİN (AŞAĞIDAKİ) "Hiç yorum yok" YAZISINI TIKLAYINIZ...

7 Ekim 2015 Çarşamba

Anarşi, terör-tedhiş ve vahşete prim veren hükümet bu alçaklık ve kalleşlikten sorumludur

Cinnet getiren eşkıyalar "Roketle öldürdükleri polisi, hunharca benzin döküp yaktılar"
AK Parti MKYK üyesi ve Diyarbakır Milletvekili adayı Galip Ensarioğlu, Şırnak’ta çatışmada öldürülen PKK’lının cesedinin polis aracına bağlanarak sürüklenmesinin kabul edilebilir ve affedilebilir bir şey olmadığını söyledi. Ensarioğlu, "Soruşturma başlatıldı, bunların takipçisiyiz. Hiç bir şekilde müsamaha edilemez. Çünkü, bundan en büyük zararı da bugün iktidarda olan AK Parti görecektir. Buna müsaade etmeyiz" dedi.
Diyarbakır’da seçim çalışmalarını yürüten AK Parti MKYK üyesi ve Diyarbakır1’inci sıra Milletvekili adayı Galip Ensarioğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Şırnak’ta polise roket atarken öldürülen ve daha sonra cesedi polis aracına bağlanarak sürüklenen Hacı Lokman Birlik ile ilgili yayınlanan görüntü ile ilgili soru üzerine Ensarioğlu şunları söyledi:
"Şırnak’taki görüntü kabul edilebilir ve affedilebilir bir şey değil. Ölen şahıs kim olursa olsun, ölünün bedeni üzerinde asla bu yapılamaz ve kabul edilemez. Ben görüntüleri izledim, görüntüler polis aracının içinden çekilmiş ve çeken yaymış. Yani bunu yapan çekmiş ve çektikten sonrada yaymış, bu algı operasyonudur. Sayın Başbakan en sert şekilde eleştirdi ve soruşturma başlatıldı. Gereken neyse yapılır. Yani bu yanlışı yapanın gerek kasıtlı, gerek kasıtsız hangi amaçla yapılırsa yapılsın gereği yapılır. Soruşturma başlatıldı. Ancak, yani burada sadece tuzaklanmış olabileceğine dair ölen kişinin, pkk’lının bir kaç metre sürüklenmesi ve o tuzağın ortaya çıkarılması bahanesiyle aracın arkasına bağlanıp, çekilip görüntülerinin yayınlanması hiç bir şekilde kabul edilebilir değil, manidardır ve gerekenin de yapılması gerekir."
’ROKETLE ÖLDÜRDÜKLERİ POLİSİ BENZİN DÖKEREK YAKTILAR’
Galip Ensarioğlu, Şırnak’taki görüntünün seçimlere 25 gün kala AK Parti’yi hedefe koyup bunun siyasetinin yapılmasını da asla kabul etmeyeceklerini kaydederek şöyle konuştu:
"Onu derseniz geçen hafta Silvan’da, Diyarbakır Çermikli polisi roketatar ile öldürenler, daha sonra kepçenin içerisinde benzin döküp defalarca yaktılar ve Çermikli hemşerimiz bir avuç küle dönüştü. Ölmüştü roketle ölmüştü, çekim yapılıyordu, bu çekimler elimizde bunu yayınlayamayız. Defalarca benzin görütülüp üzerine dökülüyor ve tekrar tekrar yakılıyor. Yani kalkıp kim kime insanlık dersi verecek. Her türlüsünü reddediyor ve lanetliyoruz. Gerek Varto’da öldürülen PKK’lının çıplak bedeninin teşhir edilmesi, gerekse Şırnak’ta öldürülen şahsın iple çekilmesi kabul edilebilir değil, hepsi hakkında soruşturma başlatıldı, bunların takipçisiyiz. Hiç bir şekilde müsamaha edilemez. Çünkü, bundan en büyük zararı da bugün iktidarda olan parti AK Parti görecektir. Buna müsade etmeyiz."
YSK’NIN SANDIK KARARINI ELEŞTİRDİ
YSK’nın sandık birleştirilmesini reddeden kararını da değerlendiren Ensarioğlu, sandıklar ile ilgili teklifin Kaymakamlıklar tarafından yapıldığını ve kabul ile ret kararlarının yine ilçe seçim kurulundaki hakimler tarafından verildiğini hatırlattı.ysk’nın birleştirilme kararlarını kabul etmediğini söyleyen Ensarioğlu şöyle dedi:
"Burası hukuk devletidir, bunlara saygı duyarız, yeter ki, yargıçlar kararlarını verirken, hissi ve siyasi davranmasınlar. Eğer siyasi davranmışlarsa kötü. Çünkü, yarın sıkıntılı bölgelerde eğer oylarını kullanırken vatandaşın başına bir şey gelirse, bunun sorumlusu o kararı verenler olacak. Vatandaş gelip özgürce oyunu kullanacak, iradesi sandığa yansıyacak ama sandık başında ne olur orasını bilemeyiz."
’TÜRKİYE, ROJAVA’NIN KURTULMASINA VESİLE OLMUŞTUR’
AK Partili Ensarioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın PYD’yi terör örgütü olarak gördüğünü açıklaması ile ilgili değerlendirme yaparken şunları kaydetti:
"Türkiye, Rojava’da IŞİD ile savaşan bin 600 PYD’linin tedavisini yapmıştır. 3 bin 200 kamyon gıda yardımı yapmıştır Rojava’ya savaş sürerken. Ve daha sonra Peşmerge ve ÖSO’nun ağır silahlarla Rojava’ya geçişini sağlamıştır ve Rojavayı özgürleştirmiştir. Türkiye Rojava’nın kurtulmasını vesile olmuştur. Ama yaratılan algı tam tersi. Şimdi bile Dicle Üniversitesinde yatan yaralı Rojava’lılar var, bütün hastanelerde var. Türkiye’nin yaptığı budur. Ama, eğer siz bugün burada devam eden savaşın parçası haline getirirseniz ve oradan savaşı buraya taşıyarak çözümü barışı inşa etmek yerine bu işe vesile kılarsanız tabi ki değerlendirmeler farklı olur. Ama Suriye’de bugün bütün dünyanın emperyalist güçleri ve bu güç blokunun üyeleri savaşıyor. Suriye’de artık Suriye halkının savaşı olmaktan çıkmış bu savaş artık." (DHA | Ulusal Ajans & Ulusal Haber, 07 Ekim 2015 Çarşamba - 10:00)